Examples of using "يكفي" in a sentence and their turkish translations:
- Yeter!
- Yeter be!
Artık yeter.
- Yeterli.
- Bu yeterli.
- Bu kadarı yeterli.
- Yeter.
Yaydıkları ışık altında kitap bile okunabilir.
Kendi başlarına yeterince büyük -
Yeterince hızlı değilsin.
Benim fikirlerimi ve duygularımı anlıyorsanız bu yeterlidir.” diye.
Bu gece herkese yetecek balık var.
"Soyunma odası muhabbetini" duyduğunuzda,
Ya bulaşsın kardeşim bulaşsın yeter artık bıktık bulaşsın
İçki içecek kadar yaşlıyım.
Araba sürecek yaştayım.
Ona inanacak kadar aptaldı.
Yok, yeter. Doydum.
bir şehri yok edecek kadar büyüktür
Dedim ki ''Bu da yetmez.''.
Çünkü yeterince hata yapıyorum
Çoğunun sağlık durumu seyahat için uygun değil.
İkisini de doyuran avları anne indiriyor.
İnsanları inandırmak için yeterli miydi acaba?
O noktada, canıma tek etmişti.
ama her seferinde yeniden umutlanacak kadar da ahmak oldum.
Ama kâfi gelmiyor. Çekilmek zorunda kalıyor.
ama bu yetmiyor Türklüğü de yok etmeye çalışıyor
dünyayı yok edebilecek kadar büyüklükte bir gök taşı
- Hala yeterince zamanımız var.
- Hala bol zamanımız var.
gezegen olacak kadar büyük değildiler
NASA'nın yeterli zamanı olurdu
Bunları yapmakta yetmez. Ne yapacağız?
Yeterli arkadaşın yok, değil mi?
Tom bunu anlayacak kadar yaşlı değil.
Bizi 2 derece sınırında tutacak iddialı hedefleri belirlemekte
Arizona akreplerinde sizi öldürmeye yetecek kadar zehir bulunur.
Yeterince iyi değillermiş gibi.
Beynimiz, böyle zor soruları sorabilecek kadar güçlü
Nasa bunun için yeterince yükseğe çıkılmadığını söylüyor
yetti mi? Tabi ki de yetmedi
- Sürücü ehliyeti almak için yeterli yaşta değilsin.
- Sürücü ehliyeti almak için yaşınız yeterli değil.
- Sürücü belgesi almak için yaşın yeterli değil.
Onun söylediğine inanacak kadar aptaldı.
Onun dediğine inanacak kadar aptaldı.
Costco'daki bir ordu kışlası için yeterince tuvalet kağıdı alıyoruz.
Yeterince su içtiniz sanırım.
su kütlesi yeterli miktarda olmadığı için sadece dev dalgalar ortaya çıkar
Yani diyorlar ki yeryüzündeki para bunu satın almaya yetmiyor
Yeterince yaşlıyım.
Sen yeterince hızlı değilsin.
Bir dilin uluslararası olabilmesi için öyle olduğunu söylemek yeterli değildir.
Leyla nehri yüzerek geçecek kadar güçlüydü.
Bazı zehirli sarı kurbağalar bir insanı öldürecek kadar zehir barındırır.
- Yeterli param olmuş olsaydı çantayı alırdım.
- Yeterli param olsaydı çantayı alırdım.
İhtiyacımız olan her şeyi almak için yeterli paramız yok.
Sürücü belgesi almak için yeterince yaşlı değil.
Yapamayacağımızı söyleyen yeterince insan var.
Görülecek bir şey de işaretlerin laboratuvar şartlarında nasıl çalıştığı.
yeterince cesur kefalet karşıtlarımız var,
Belki de gündüzleri yeteri kadar yemek bulmakta zorlanıyordur.
buda yetmesin gibi bide pramit'in içeirisini labirent gibi yap
Paris'te olacak kadar şanslıysanız, Boutique Napoleon'u şahsen ziyaret edebilirsiniz.
Ancak yolculuk için gerekli tüm malzemeleri, ekipmanı ve yakıtı taşıyacak kadar büyük bir uzay aracının
Oy vermek için yeterince yaşlıyım.
Benim birçok arkadaşlarla konuşmak için bol bol vaktim vardı.
Bu top ağaçların üzerinden geçip yeşilin önündeki topraklara yetecek kadar uçtu.
Binlerce arı, kanat kaslarını titreterek kovanı sıcak tutmaya yetecek kadar ısı üretiyor.
neden olmaz? Çünkü yeterli miktarda su kütlesi yok bu kadar basit
Hatta ailesinin onu üniversite okutabilecek kadar bir parası da yoktu ortada
Ayrıca bizim devletimiz koronayla aylarca mücadele edebilecek kadar güçlü değil
Evet, su yeterince derin görünüyor, ama asla yüzde 100 emin olamazsınız.
anadoludan İstanbul'a tayini çıkmış ve maaşı İstanbul'da yaşamak için yetmiyor malesef
ve bu da orman tahribine dayalı salınımlara neden oluyor.
M.Ö 217'nin bahar ayı ile birlikte Hasdrubal yeterli birliği Gnaeus' karşı yapacağı büyük taarruz için topluyor
çünkü günümüzde kullandığımız harç'lardan hiçbirisi bu kadar ağırlıktaki bir yükü kaldırabilecek sağlamlıkta değil
- Yeteri kadar dinlenmek önemlidir.
- Yeterince dinlenmek çok önemlidir.
Leyla tek yönlü, eğitimsiz bir kızdı ve muhtemelen anne olmak için fazla olgunlaşmamıştı.
Zamanım olup olmadığını bilmiyorum.