Examples of using "تجد" in a sentence and their turkish translations:
Müslüman olmaktan memnun musun?
Su kaynağı bulduğunuzda yiyecek bir şeyler de bulacaksınız demektir.
Dinleyecek kimseyi bulamazsanız
köküne kadar çürümüşlükle karşılaşırsınız,
Istakozun kaçma şansı yoktu.
Ararsan bulursun.
İş bulmalısın.
O iş bulmalı.
Burada ne bulmayı umuyorsun?
Siz koltuğunuzu bulana kadar sizin için tutayım
Nereye giderseniz gidin, Japon turistleri bulursunuz.
ama dilerseniz koltuğunuzu bulana kadar eşyalarınızı tutabilirim."
atıklar bir tünele aktarılıyor
bir anda kendinizi dersin ortasında bulabiliyorsunuz
Burada küçük bir püf nokta var: somut kanıtlar bulmalısınız.
Kayanın çevresindeki kısmı bulmaya çalışıyorum.
Çekmeceleri açtığınızda mutfak eşyaları olması gerekliyken
Tom'u bulur bulmaz beni ara.
başarısız olabilirsiniz, mesela işinizi anlamsız buluyor olabilirsiniz.
taşıyabilecek altyapıyı kurma sürecini başlatmıştır ki bu zaten yapılmıştır.Bugün, Emirlikler şehirleri
Kendinizi böyle bir durumda bulursanız tahliye ekibi çağırmaktan başka şansınız yok demektir.