Examples of using "يركض" in a sentence and their turkish translations:
Durmadan koştu.
- O çocuk koşuyor.
- O oğlan koşuyor.
Tom çok hızlı koşar.
Bu köpek hızlı koşar.
- Onun koştuğunu gördüm.
- Onu koşarken gördüm.
Ken koşmuyodu.
Ken senden daha hızlı koşar.
Tony hızlı koşabilir.
Fare labirentte koşarken,
Bill Bob'tan daha hızlı koşabilir.
ya da belki sokağa çıkmak üzere olan bir çocuk.