Translation of "وراء" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "وراء" in a sentence and their turkish translations:

- وقف وراء الباب.
- كان يقف وراء الباب.

O, kapının arkasında duruyordu.

أنه ما وراء الظاهر،

toprağı kazmaya başladıktan sonra

‫ذكور محبة تسعى وراء شريكة.‬

Eş arayan âşık erkekler.

ملك الحراس من وراء الفيلم

arkasından gelen bekçiler kralı filmi

انظر إلى ما وراء ذلك الأفق

Ufkun ötesine bak

وكنت أنتظر وراء الكواليس لكي أبدأ،

Kuliste sıramın gelmesini beklerken

ليس من الجيد الرثاء وراء الموتى.

Ölünün arkasından ağıt tutmak iyi birşey değil denir

أمضت حياتها في السعي وراء الحقيقة.

- Hayatını gerçeğin peşinde geçirdi.
- Hayatını gerçeği aramakla geçirdi.

لأن السعي وراء النجاح والخوف من الفشل

çünkü başarı peşinde koşmak ve başarısızlık riski

جلست وراء شخص طويل جدا في المسرح

Tiyatroda çok uzun bir kişinin arkasında oturdum.

”ما الذي تخفيه وراء ظهرك؟“ ”لا شيء.“

- "Arkanda ne saklıyorsun?" "Hiçbir şey."
- "Arkanda ne gizliyorsun?" "Hiçbir şey."

هل توجد أي آليات نفسية وراء هذا الوهم؟

bu illüzyonun arkasında psikolojik mekanizmalar var mı? ”

هل تعرف السبب وراء وجوب استثمارهم في عملك؟

Niye işinize yatırım yapmalılar biliyor musunuz?

لأن هناك قصةٌ أخرى أيضًا وراء تلك القصة.

çünkü onun altında başka bir hikâye daha var

‫هناك قصة شخصية وسياسية طويلة ‬ ‫وراء هذا التشعب.‬

Bu çatallanmanın şahsi ve politik, uzun bir hikâyesi var.

وتمكنت من الجلوس وراء الكواليس طوال ذاك اليوم

Dünyanın en ünlü güreşçileriyle

لأن هؤلاء الناس فقط الذين يختبئون وراء الأعذار

Çünkü sadece bahanelerin arkasına saklanır o insanlar

‫لكن وراء ذلك،‬ ‫تكمن مقدرة ذلك الحيوان المذهلة‬

Ama bunun altında, buraya gelebilmek için

اختبأ توم وراء أمّه عندما قلت له "أهلا".

Tom ben ona merhaba dediğim zaman annesinin arkasına saklandı.

عندما يفكر الناس في السبب وراء كون الديناصورات مدهشة،

İnsanlar dinozorların niçin ilginç olduğunu düşündüklerinde

هناك بحوث قليلة حول الأسباب الكامنة وراء انتحار الرجال،

Erkeklerin neden intihar ettikleri üzerine çok az araştırma var

القلق كان دافعاً آخر وراء العمل على هذه الشّبكة.

Bu ağı yaratmaktaki ikinci motivasyonum endişeydi.

بدان الثالث ، أحد الرجال وراء مقتل والد وشقيق فلاد

onun yerine Vlad'ın kardeşi ve babasının katlinden sorumlu oalnlardan biri olan 3.Dan'ı getirmek isterler.

كنت لأنساق وراء النجاح أكثر، ولأعاني من قصر نظر.

Daha başarı odaklı, daha basiretsiz.

لما هو المسبب وراء رضى وسعادة الناس في حياتهم.

son 20-30 yıllık deneysel araştırmayı özetlemeyi amaçlıyordu.

إذا كُنّا نحن البشر مجرد مخلوقات أنانية تسعى وراء مصالحها

Eğer biz insanlar basitçe bencil, çıkarcı varlıklarsak

لذا فإن هذا هو السبب الكامن وراء رغبتنا بحياة أُخرى.

Aslında bu, birçoğumuzun neden başka bir hayata inandığımızın da cevabı.

كان السبب وراء ذلك إيمانهم، وليس المعركة بين السود والبيض؛

Bu neye inandıklarıydı ve siyah-beyazla alakalı değildi.

وفقط مع الأدلة نستطيع أن ننتقل من عالم ما وراء الحقيقة

Ve ancak kanıtlar ile hakikat ötesi dünyadan

تم تخبئته وراء العديد من المعاطف التي وضعت بصورة مثيرة للقلق،

tehlikeli şekilde yerleştirilmiş birçok ceketin arkasında gizlenmiştir,

ورد قطز من خلال أمر جناحه الأيمن بالهجوم من وراء الأشجار على اليسار المغولي

Qutuz ise sağ kanadına saldırma emri vererek Moğol solunu sarma emri verdi.

ينظر الآباء إلى الجيل الجديد على أنه جيل بعيد عن الواقع و منشغل باللهث وراء الأحلام الوردية.

Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor.