Examples of using "وكنت" in a sentence and their turkish translations:
Yapayalnızdım.
ve bitkin düşmüştüm.
Sadece öyle davranıyordum.
ve dünyayı dolaşmaya başladım.
ve ben çok fazla terliyordum.
ve siz de bu mücadelenin hakkını kesinlikle verdiniz.
Ben iş dünyasını seviyordum.
Başından beri bizzat gördüm,
ve deneyip çözme mücadelesi vardı.
Yapacaklarım için sabırsızlanıyordum.
Ben de nedenini öğrenmek istedim.
bir de ben biliyordum.
ve muhtemelen tamamen farklı şeylere ilgi duyuyordunuz.
ve kalçam olmadığı zamanları düşünmeme sebep oluyor.
Kuliste sıramın gelmesini beklerken
Ve üstümdeki baskıdan dolayı hastalanıyordum.
- Daha önce burada mıydın?
- Daha önce orada mıydın?
Sonunda benim sıram geldi, son derece gergindim,
göz yaşartıcı gaz bombası nedeniyle
Mücadeleyi beyaz olmayan insanların kazanmasını yürekten istiyordum.
Annemin durumu, gözlerimin önünde her gün daha da kötüye gidiyordu.
Ana branşım futboldu ve kaleciydim,
kaşıntı yapan mavi bir hastane elbisesinin içine saklanıp, ağlayarak.
Orada camın diğer tarafında otururken
üniversitede 3. yılım başlamak üzere
Mother Theresa ödülüme veda ediyordum.
ve sürekli hırlamasını ve ısırışını duyuyordum.
Uzun zamandır çok çalışıyordum. Artık yıpranmıştım.
Beni en çok etkileyen ise insanların davranışlarını görmek oldu.
İlk dönem bir sunum yapmıştım, inanılmaz derecede heyecanlanmıştım.
Solumda garip bir şekil fark edip aşağı ilerlediğimi hatırlıyorum.
O dönemde TTNET'e gittim, onun öncesinde birçok kişiye gittim
Vazgeçmiştim, kıyıya dönüyordum. Bir şey, biraz sola dönmeme sebep oldu.