Translation of "لكي" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "لكي" in a sentence and their turkish translations:

لكي يحموا مكانتهم.

kendilerine konfor alanı yaratmış insanlardır.

- لكي... - افعل شيئاً...

-Futbol mu? -Bir şey yapıyorsun...

لكي يفهموا ما يجري.

Neler olduğunu anlamalarını sağlamalılar.

أنا هنا لكي أخترق الحظر.

Ben yasakları delmek için varım.

عملت امي بجد لكي تربينا .

Annem bizi yetiştirmek için çok çalıştı.

وتوقفت عن التمارين الرياضية لكي أعمل.

Egzersiz yapmayı bıraktım böylece çalışabilirdim.

لكي يتمكنوا فعليًا من إحداث ذلك.

ve kaynaklara ihtiyacı vardır.

بحيث يحدد الوقت الأنسب لكي يسرقه.

sizin ve ailenizin gelip gidişini izleyebilir.

وكنت أنتظر وراء الكواليس لكي أبدأ،

Kuliste sıramın gelmesini beklerken

لكي نتمكن من تحسين خياراتنا السياسية،

böylece kendi politik seçimlerimizi sadeleştirebiliriz

هل هي صعبة للغاية لكي تُكتب؟

Yazmak o kadar zor mu?

عملت عملا شاقا لكي أدعم عائلتي.

Aileme bakmak için çok çalıştım.

"مالذي يمكنني فعله لكي يحدث ما أريد ؟"

"İstediğim şeyin olması için ne yapmam gerekiyor?"

لكي اكون صادقة تماما منذ عدة سنوات،

Dürüst olmam gerekirse, birkaç yıl öncesinde

لذا، تحججت بالمرض لكي لا أذهب لعملي،

İşyerime hasta olduğumu söyledim,

كما أقرأ ببطء لكي أتذكّر العملاق الأناني،

Bencil devi, duvarı nasıl en sonunda yıktığını

الآن، لكي نضع هذا الأمر في سياقه

Şimdi bunu biraz irdeleyelim,

أقبلت إلينا أخصائية علاجية لكي تعالج ( فيونا).

Fiona için çalışmak üzere evimize gelen terapist

علينا القيام بهذه الأشياء لكي نبقى أقوياء

sağlam çıkmak için bunları mutlaka yapmalıyız

لذلك فبالنسبة لي، كنت أنام أقل لكي أعمل.

Bana gelince, daha az uyudum böylece çalışabilirdim.

لكي أتعرف على شغف طلابي وأغرس ذلك فيهم،

tutkularını tanıyıp geliştirmeyi ve okulda yapılanlarla

كان هذا الخيار الوحيد لكي يلحقو بالحلم الامريكي.

Amerikan rüyasını kovalamak için gördükleri tek seçenekti.

ولقد احتجتها فعلا لكي تحصل على عقد جيد.

Bir albüm anlaşmasını için kesinlikle buna ihtiyacınız var.

لكي يجدوا الضوء الخاص بهم في نهاية النفق.

hastalarıma bu beklentilerini değiştirmede yardıma yöneldim.

ولذلك لكي نبقى تحت درجتين من هدف الاحترار.

Böylece, aşırı ısınma tehlikesinin iki derece altında kalabiliriz.

لكي يستمرّوا بإدارتها فيما بعد، ويستمرّوا بدعم المدرسة،

sonra onlar vakfı yönetecek, okulu destekleyecek ve proje devam edecek

حان الوقت لكي يقوم الأقنان البائسون بالعمل الشاق.

Zavallı serflerin ağır işi yapma zamanı.

انا متعب جدا لكي امشي اكثر من ذلك .

Daha ileri yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.

ذهب توم إلى بوسطن لكي يدرس الهندسة الميكانيكية.

Tom makine mühendisliği okumak için Boston'a gitti.

فلا أملك مال لكي أتنقل فلا أملك خيار آخر.

Taşınmak için param yok, sanırım bir seçeneğim yok.

المكافات لكي أصفها ببساطة هي كل الأشياء التي تريدها

kabaca ifade edersek, ödüller hayatı yaşamaya değer kılan

بالنسبة لهؤلاء الذين يعتمدون على جهاز التهوية لكي يتنفسوا،

Nefes almak için ventilatörlere ihtiyacı olanlar için

اضطررنا للاستعانة بمدخراتنا لكي ندفع النفقات الطبية الغير متوقعة.

Beklenmedik sağlık giderlerini ödemek için tasarruflarımızı gözden geçirmek zorunda kaldık.

أو يمكنك أن تغير توقعاتك لكي تتماشى مع ما تريد،

Veya beklentilerini değiştirip isteklerine uygun hâle getirir

ومن ثمّ فإن تمكين النساء والبنات لكي يستوعبنها بشكل كامل

kadınların ve kızların, onu tamamen sahiplenmesini sağlamak da

لقد حان الوقت لكي ندعو إلى ثورة في حرية الإدراك.

Hepimiz için bilişsel özgürlük hakkında yenilik talep etme zamanı geldi.

سألني عمّا قمت به لكي أعبرَ كل هذه أوقات الفترة الماضية

Bana hastane odasında onca zamanı geçirmek için

لكي أضمن قدرة المستخدمين في الصّين على استضافة المحتوى وإنشاء المواقع،

sansürleyeceği içerikleri barındırıp websiteleri yaratmaya devam edebilmeleri

لكنه قد يخفض الخطر بشكل كبير، لكي يجعلك تتنفس بسهولة أكبر.

Ama en azından riski yeterince azaltıp rahatça nefes alabilirsiniz.

مما لا شك فيه، عدم الخبرة هو ميزة لكي تصبح من ذوي الخبرة

Kuşkusuz deneyimsiz olmak deneyimli olmaya göre bir avantaj.

لقد تعلم سوشيت في إيطاليا الدرس الأكثر قيمة في حياته المهنية: لكي تكون

Suchet, kariyerinin en değerli dersini İtalya'da öğrendi: Askerlerin

- لا يوجد أي سبب يدعو توم لئلا يصدق ماري.
- لا يوجد أي سبب يدعو توم لكي لا يصدق ماري.

Tom'un Mary'ye inanmamak için bir nedeni yoktu.

لأنه هكذا أحب الله العالم حتى بذل ابنه الوحيد لكي لا يهلك كل من يؤمن به بل تكون له الحياة الأبدية.

Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi; dünya onun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.