Translation of "والديه" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "والديه" in a sentence and their turkish translations:

- سامي اصطحباه والديه.
- سامي أقلّاه والديه.

Sami'nin ailesi onu aldı.

هو لا يخالف أبدا رأي والديه.

O asla ebeveynlerine karşı gelmez.

يذهب والديه إلى الكنيسة كل يوم أحد.

Anne ve babası her Pazar kiliseye giderler.

لم يشأ سامي أن يعلم والديه باعتناقه الإسلام.

Sami Müslüman olduğunu anne-babasının öğrenmesini istemedi.

‫لم يعد أيًا من والديه،‬ ‫لذا خرج للبحث عنهما.‬

Anne babası dönmediğinden... ...o, onları bulmaya gidiyor.

كان منّاد يقطن مع والديه في هذا المنزل الصّغير.

Sami bu küçük evde anne ve babasıyla birlikte yaşıyordu.

‫تحت ضوء القمر المكتمل،‬ ‫يبتعد عن والديه أكثر من المعتاد.‬

Parlak dolunayın altında... ...ailesinden normalden fazla uzaklaşıyor.

طُرد توم من منزله من طرف والديه عندما اعترف بأنه ملحد.

Ateist olduğunu itiraf ettiği zaman ailesi onu evden kovdu.