Examples of using "الكحول" in a sentence and their turkish translations:
Onlar alkolik.
Alkol veya uyuşturucuya mı?
Alkolün tadından nefret ederim.
Alkol kokusundan nefret ederim.
- Ben alkol içmem.
- Ben alkol kullanmam.
Alkol tüketimi her sene artıyor.
Alkol Almanya'da da ucuzdur.
O asla alkolün tadına bakmadı.
Sami içki içmekten hoşlanırdı.
İçmekten kaçınırım.
İçmekten vazgeçmelisin.
Polis alkollü araç kullanmaktan onu tutukladı.
O asla alkol içmez.
Fadıl'ın babası alkolikti.
Leyla alkol kokuyordu.
Sami parayı alkole harcadı.
Sami, alkolizm nedeniyle Leyla'yı terk etti.
Sami, şerife alkol ve kadın teklif etti.
Tom alkol almayı durduramaz.
Leyla uyuşturucu ve alkol etkisi altındaydı.
Sami'nin alkol kullanması gerekmiyordu.
- Sami alkol ile ilgili bir sorun yaşıyordu.
- Sami'nin alkolle bir sorunu vardı.
Sami hem uyuşturucu hem de alkol konusunda bir sorun yaşıyordu.
Neredeyse her gün alkolsüz bira içiyor çünkü bira onun en sevdiği içecek fakat her gün alkol içmek istemiyor.
Sami acıyı durdurmak için alkol ve uyuşturucuya yöneldi.
Sami ve Leyla içki meselesiyle ilgili tartıştılar.
Ama işe yaraması için yüksek bir alkol seviyesinde bir konstantrasyona ihtiyacınız var.
Kanada'da, 20 yaşına kadar içki içmenize izin verilmez.
alkolik annesine benzeyeceğinden endişelendiğini söyledi,
Sami'nin birçok zihinsel ve duygusal sorunu vardı ve onları alkolle tedavi ediyordu.
CDC(Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) en az %60 alkol içeren el dezenfektanlarını tavsiye ediyor.
Sami teknik açıdan iyi bir doktordu ama alkol bağımlılığı onun çalışmasını engelledi.