Examples of using "السّجن" in a sentence and their turkish translations:
Fadıl şu anhapiste.
- Leyla hapse götürüldü.
- Leyla hapse atıldı.
Sami hapishaneye geri döndü.
Sami hapishaneye gönderildi.
Cezaevindeki hayat, yavaş bir ölümdür.
- Sami hapishanede Ferit ile tanıştı.
- Sami hapishanede Ferit'le karşılaştı.
Sami hapishaneden bir mektup yazdı.
- Sami hapiste kendi canına kıydı.
- Sami hapiste intihar etti.
Sami ömrünün geri kalanını hapiste geçirecek.
Sami hayatının çoğunu hapishanede geçiriyor olacak.
Sami sağlıkla ilgili bir sorundan dolayı hapishanede öldü.
Sami'nin suç ortakları da hapishanede ona katıldı.
Sami bir süre hapishanede kalmak zorunda kaldı.
Fadıl hapishanede yatmak istemedi.
Elli yıl hapiste kalacağım. Benden boşanırsan daha iyi olur.
Sami hayatının geri kalanını hapiste geçirmek istemiyordu.
Sami hayatının kalanını hapiste çürüyerek geçirecek.
Sami hayattan uzaktadır.