Examples of using "كريس" in a sentence and their turkish translations:
muhteşem kampanyalar var
Chris yarın çalışamaz.
CA: Bu deneyleri kim finanse edebilir?
CA: Yani, bu fikirle ilgili olası bir felsefi eleştiri de
Kate Chris'e baktı ve sonra onu görmezden geldi, bu onu perişan etti.