Translation of "جنوب" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "جنوب" in a sentence and their turkish translations:

‫أوائل الليل في "جنوب إفريقيا".‬

Afrika'nın güneyinde sabahın erken saatleri.

...الإعصار الذي اجتاح جنوب إفريقيا

Kasırga tüm Güney Afrika'yı süpürdü.

والسي آي أيه دعمت جنوب امريكا

Amerika'ya yasa dışı uyuşturucu ticareti için kullanan

في مبيس في جنوب شرق نيجيريا.

Mbaise’deki fakir bir aileden geliyor.

كنت بصحبة آخرين من مجتمعات جنوب لويزيانا

Orada Güney Louisiana topluluklarının diğer üyeleriyle birlikte duruyordum;

في حملة للنهب والاغتصاب في جنوب والاشيا

Güney Eflak'da saldırı ve yağmaya başlar

‫وصل الشتاء إلى جبال "باتاغونيا"،‬ ‫جنوب "تشيلي".‬

Kış, Şili'nin güneyindeki Patagonya'nın dağlarına ulaştı.

بدأت في جنوب لويزيانا مع شعب الهوما المتحد.

Güney Louisiana'da Birleşik Houma Halkı ile başladım.

لدرجة أنّه في بلاد مثل جنوب أفريقيا والصين،

öyle ki Güney Afrika veya Çin gibi ülkelerde

وفي جنوب أفريقيا، هناك برنامجاً يسمى Techno Girls.

Güney Afrika'da ise Techno Girls denilen bir program var.

وكان المرض يتفاقم منذ شهور في جنوب الصين.

"Hastalık Güney Çin'de aylardır ilerlemekteydi"

إنه ولد في قرية صغيرة في جنوب تركيا.

Türkiye'nin güneyinde küçük bir köyde doğdu.

يوجد في جنوب الصحراء الكبرى مئات الملايين من الناس

Sahra altı Afrika'da yüz milyonlarca insan var ve

الجو حار جداً في جنوب اسبانيا في فصل الصيف.

Yazın güney İspanya'da hava çok sıcaktır.

مالي هي واحدة من أفقر بلدان جنوب الصحراء الإفريقية.

Mali, Sahraaltı Afrika'daki en fakir ülkelerden biridir.

كان فاضل يربّي و يعتني بالخيول في جنوب آريزونا.

Fadıl, Güney Arizona'da atları tımar edip yetiştirdi.

لكن الجنرال القرطاجي مضطر أيضًا للتصدي للتمردات في جنوب أيبيريا

Ancak aynı zamanda Kartacalı general Güney Iberya'da ki isyanlarla boğuşmak zorunda kalıyor.

تربيت في الأحياء البيضاء أثناء الفصل العنصري في جنوب أفريقيا،

Ayrımcı Güney Afrika'nın beyaz banliyölerinde büyüdüm,

مع محاصرة النمساويين لماسينا في جنوة ، سقط دفاع جنوب فرنسا

. Masséna, Cenova'da Avusturyalılar tarafından kuşatıldığında, güney Fransa'nın savunması

أمر بايزيد القوات بالتجمع جنوب جبال البلقان، راغبًا في التخفي

Bayezid, birliklere Balkan Dağları'nın güneyinde toplanma emri verdi,

بالاختفاء عن وجه الارض. مثل بنجلاديش الواقعة جنوب شرق وعدد

evlerini boşaltmak ve göç etmek zorunda kalacak . Güneydoğuda yer alan ve

أمر بايزيد قواته المحدودة في جنوب بلغاريا بالتجمع والتوجّه نحو الشمال،

Bayezid, Bulgaristan'ın güneyinde sınırlı bir kuvvete kuzeye saldırması emrini verdi,

فضّل الملك أيضًا إرسال جزء من جيشه شرقًا عبر جنوب ترانسيلفانيا

Kral ayrıca ordusunun bir kısmını güneydeki Erdel üzerinden doğuya oradan da iktidarını yeniden tesis etmek için Eflak'a göndermek istedi.

كانوا من أوائل الأوروبيين الذي أبحروا مباشرة إلى أفريقيا جنوب الصحراء الكبرى

Afrikalı insanları kaçırmak ve köle yapmak için Sahraaltı Afrika'ya

ولكن إن نظرتم إلى إنتاجية الذرة جنوب الصحراء الكبرى في إفريقيا اليوم،

ama bugün sahra altı Afrika mısır ürünlerine bakarsanız,

تصف أساطير منطقة جنوب المحيط الهادئ المحّارات العملاقة على أنها آكلات للبشر

Bir zamanlar güney pasifik efsaneleri dev midyeleri deniz tabanında

‫يتحدث "سانجاي جوبي"‬ ‫حول مذبحة في مسقط رأسه،‬ ‫"كاماتاكا" في جنوب غرب "الهند".‬

Sanjay Gubbi, Güney Hindistan'daki memleketi Karnataka'daki katliamdan bahsediyor.

جان ديو سولت من بلدة صغيرة في جنوب فرنسا ، وتم تجنيده في Régiment

Jean-de-Dieu Soult, güney Fransa'da küçük bir kasabadan geliyordu ve 16 yaşında

‫هذه الجزيرة الصغيرة‬ ‫في خليج "موسيل" بـ"جنوب إفريقيا"،‬ ‫هي موطن 4 آلاف فقمة "كيب" فرائية.‬

Mossel Körfezi, Güney Afrika'daki bu ufacık ada 4.000 Güney Afrika kürklü fokuna ev sahipliği yapmaktadır.