Translation of "القرن" in Turkish

0.057 sec.

Examples of using "القرن" in a sentence and their turkish translations:

تتذكر القرن

kornayı hatırlarsınız

قبل القرن 17

17. yüzyıldan önce

في منتصف القرن العشرين,

20. yüzyılın ortasında ulaşabildi,

لتلبي احتياجات مجتمع القرن الحادي والعشرين.

modern bir patent sistemi yaratabiliriz.

عودوا بأذهانكم إلى القرن السادس عشر.

Zihninizi 16. yüzyıla götürün,

‫هناك احتمال أن وحيدات القرن خطرة،‬

Gergedanlar tehlikeli olabilir,

الكنيسة بُنيت في القرن الخامس عشر.

Kilise on beşinci yüzyılda inşa edilmiştir.

والتي بدأت في القرن السادس عشر كإهانة.

ki bu sıfatlar hakaret olarak kullanılmaya 16. yüzyılda başlandı.

من الممكن أن تذوب بنهاية هذا القرن.

yüzyılın sonunda eriyebileceğini söylüyordu.

لقد شهدنا هذا مع فاشية القرن العشرين:

Bu senaryoyu 20. yüzyılın faşizminde yaşamıştık:

فكرة نربطها مع التنوبر في القرن 18

18. yüzyıl Aydınlanma Çağı ile kendimizi ilişkilendirdiğimiz bir fikir,

‫أحياناً أدعي وحيد القرن السومطري‬ ‫بديناصور جيلنا،‬

Bazen Sumatra gergedanına bizim kuşağımızın dinozoru diyorum.

لقد بدأت القصة خلال أربعينيات القرن الماضي

Her şey 1940'larda

النجم الفيلسوفي الألماني في القرن الثامن عشر.

18. yy meşhur Alman filozofu.

إذ كان يُمارس في الغرب حتى القرن العشرين.

Batı'da 20. yüzyıl kadar geç bir zamanda gerçekleştiriliyordu.

في أوائل القرن العشرين ، أنشأت النساء مجتمعًا و

1900'lü yılların başında kadınlar cemiyet kurup

هذا الرسم يعود تاريخه الى القرن الخامس عشر.

Bu çizim on beşinci yüzyıla dayanır.

لأنه عامل حيوي في نجاحي في إقتصاد القرن الـ21.

bu 21. yüzyıl ekonomisinde başarılı olmam için çok önemli.

وأصبحت أحد الأصناف التجارية الأساسية في القرن التاسع عشر

ve tadı o kadar hoşuna gidiyor ki

التي أتت من الحبشة عبر اليمن خلال القرن 17.

Yemen üzerinden Habeşistan'dan gelmiş kremalı cappucino var.

‫لكن الخبراء يجادلون‬ ‫أن وحيد القرن ليس قاتلاً بالفطرة.‬

Ancak uzmanlar, gergedanların doğuştan katil olmadığını savunur.

‫تعتبر قرون وحيد القرن اليوم‬ ‫علامة مميزة على الثراء.‬

Bugün, gergedan boynuzu zenginlerin statü sembolü olarak görülüyor.

ستجدونها مماثلة لإنتاجية أمريكا الشمالية في أربعينات القرن الماضي.

1940'ta Kuzey Amerika ürünlerinin olduğu yerde.

عاشوا في نفس الوقت تقريبًا في أوائل القرن السادس.

6. yüzyılın başlarında yaklaşık aynı zamanda yaşadılar.

القرن الماضي على ايجاد طرقٍ للزراعة وتحقيقٍ للاكتفاء الذاتي

toprağı yeniden düzenleyerek ve çölü tam anlamıyla yetiştirmenin uygun yollarını bularak

كانت كرة القدم تُلعَبُ في الصين في القرن الثاني.

Futbol ikinci yüzyılda Çin'de oynanıyordu.

‫يذكر التاريخ "فهد (رودرابرايغ) آكل البشر"،‬ ‫ضال من القرن الـ19‬

Tarih, 126 Himalayalı köylüyü yediği kaydedilen 19'uncu yüzyılda yaşamış bir kaçaktan,

فازت هذه التقنية بجائزة نوبل للفيزياء في سبعينيات القرن الماضي.

70'li yıllarda Fizik alanında Nobel Ödülü aldı

‫حشدًا لا يحب الإزعاج.‬ ‫تزداد أعداد وحيد القرن الأسود ببطء.‬

Rahatsız edilmekten hoşlanmıyorlar. Siyah gergedan nüfusu yavaşça artmakta.

لقد شهدنا على مدى القرن الماضي العديد من الاختراعات المثيرة للاهتمام.

Geçtiğimiz yüzyılda pek çok ilginç yenilik gördük.

عَمَلَ الغربيون في القرن 19 أكثر من 60 ساعة في اليوم.

19. yüzyılda Batılılar haftada 60 saatten fazla çalışıyordu.

وفقًا للأسطورة ، كان Hrolf-Kraki ملكًا دنماركيًا عظيمًا في القرن السادس -

uyduruyorsunuz Efsaneye göre, Hrolf-Kraki 6. yüzyılın büyük bir Danimarka kralıydı - Danimarkalı bir

لماذا اتت سيرة المصاعد? ساخبرك الان. في اواسط القرن التاسع عشر

Asansörler neden çıktı? Sana şimdi söyleyeceğim. On dokuzuncu yüzyılın ortalarında,

واعيد طرح المشروع من جديد في سبعينيات القرن الماضي لكنه بقى

ve proje geçen yüzyılın yetmişli yıllarında yeniden tanıtıldı, ancak

منذ القرن 18 ايران تم احتلالها من روسيا و بريطانيا مرتين

18. Yüzyıldan bugüne kadar Ruslar ve Britanyalılar tarafından iki kez istila edilmiştir.

في بداية العقد الأول من القرن الماضي، وقبل أن يستولي عليها هتلر،

1900'lerin başında, Hitler tarafından tahsis edilmeden önce

‫تقول "كلير كامبل"، إحدى مناصري حماية‬ ‫البيئة والمحامية المدافعة عن وحيد القرن،‬

Çevreci ve gergedan savunucusu olan Clare Campbell böyle durumlarda

‫اعتقدت القبائل القديمة أن ارتداء‬ ‫قرن وحيد القرن من شأنه صد الأعداء.‬

Eski kabileler gergedan boynuzu takmanın düşmanları uzak tuttuğuna inanırdı.

العثور على علماء الرياضيات في القرن السادس علماء الفيزياء المعماريين المعماريين هنا

6. yüzyılın önemli bilim adamları matematikçileri fizikçileri mimarları hepsi burada bulundu

في خمسينيات القرن العشرين، كان هناك حوالي 2 مليون فقمة في تلك المستعمرة.

1950'lerde bu kolonide iki milyon birey vardı.

‫اقتطاع العجول من بطون أمهاتها‬ ‫للحصول على القرن الصغير جداً،‬ ‫إنه أمر مروع.‬

yavrunun ufacık boynuzunu almak için onu keserek annenin karnından çıkarmak tek kelimeyle korkunç.

‫مناصرو حماية البيئة يكثفون من جهودهم‬ ‫لإنقاذ ما تبقى من وحيدات القرن البرية.‬

Çevreciler geride kalan vahşi gergedanları kurtarmak için daha çok çalışıyor.

في القرن الثالث عشر، ظهرت قوة جديدة على السهوب المنغولية بقيادة جنكيس خان

13.yy da moğol steplerinden halkını savaş ve fetihler için mobilize eden Cengiz Han tarafından

في فرنسا ، يعود لقب مارشال أو ماريشال إلى القرن الثالث عشر على الأقل.

Fransa'da Mareşal veya Maréchal unvanı en azından 13. yüzyıla kadar uzanıyor.

في فرنسا ، يعود لقب المارشال أو ماريشال إلى القرن الثالث عشر على الأقل.

Fransa'da Mareşal veya Maréchal unvanı en azından 13. yüzyıla kadar uzanıyor.

انه امرٌ طبيعي. لكن ما رأيك اذا اخبرتك انها بنيت في القرن عشر.

. Ama size 19. yüzyılda inşa edildiğini söylersem ne düşünüyorsunuz? O zamanlar çölde ve güneşin

فاز جوميني بالشهرة كواحد من أعظم المفكرين العسكريين في القرن التاسع عشر ، وخدم ناي

yardım etti. Jomini, 19. yüzyılın en büyük askeri düşünürlerinden biri olarak ün kazandı ve

حيث تم تهريب الحيوانات المهددة بالإنقراض مثل النمور ووحيد القرن وآكل النمل الحرشفي إلى الصين.

Kaplan, gergedan ve karıncayiyen gibi nesli tükenmekte olan hayvanlar Çin'e kaçak yollardan sokuldu.