Translation of "طفل" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "طفل" in a sentence and their turkish translations:

سيحدق فيّ طفل.

genellikle bir çocuk bana dik dik bakar.

هو طفل العائلة.

O, ailenin bebeğidir.

إنه مجرد طفل .

O sadece bir çocuk.

- يا له من طفل جميل.
- ياله من طفل محبب! يييي!

Ne şirin bir bebek. Cee.

بحجم كف طفل صغير.

küçük, olağandışı bir kaya vardı.

أي طفل يعرف ذلك.

Herhangi bir çocuk onu bilir.

طفل خائف من الظلام.

Bir çocuk karanlıktan korkar.

لا تعاملني وكأني طفل.

Bana çocukmuşum gibi davranma.

كأي طفل في هذا العمر.

etrafta koşup, oynayıp, bağırıyorlardı.

[كل طفل يستحق فرصة متساوية.]

[ Her çocuk eşit hakları hak eder.

وشريحة عرض بحجم ظفر طفل.

bir çocuğun tırnağı boyutunda görüntüleme çipi.

كان مجرد طفل ، يذهب إليهم

Daha çocuktu bu onların yanına gidiyor

ما زال توم مجرد طفل.

Tom hâlâ sadece bir bebek.

كل طفل له الحق في التعليم.

Çünkü her çocuk eğitim için eşit hakkı hak eder.

كان هناك طفل صغير واحد فقط

geriye ise sadece bir tane küçük bir erkek çocuk kalmıştı

أنا طفل وحيد أبي و أمي.

Ben bir tek çocuğum.

- أي طفل يمكنه فعل ذلك.
- بإمكان أي ولد القيام بذلك.
- يستطيع كل طفل فعل ذلك.

Herhangi bir çocuk bunu yapabilir.

كأي طفل أخر، تعلمت كيف تبدو الأسرة.

Her çocuk gibi, bir ailenin neye benzediğini öğrendim.

زوج وزوجة بالإضافة إلى طفل أو أطفال.

Bir adam, kadın, çocuk ya da çocuklar.

وأنً أي طفل يستحق الذهاب إلى المدرسة؟

ve her çocuğun okula gitme hakkı olduğuna inanıyorsunuz?

كان توم آخر طفل يذهب إلى منزله.

Tom eve gidecek son çocuktu.

- إنه ينام كطفل.
- هو نائم مثل طفل

Bebek gibi uyuyor.

لأننا نعرضها من وجهة نظر طفل يعيش بيننا.

çünkü biz bunu çocuğun yaşadığı deneyimle görüyoruz.

في حصة بها 200 طفل يوجد مروحة واحدة،

İki yüz çocuğun katıldığı seminerde sadece bir tane havalandırma vardı

كان هناك طفل في الصف أكبر من البقية.

Sınıfta diğerlerinden biraz daha büyük bir çocuk vardı,

عالمياً، 6 من 10 من كل طفل وشاب

Dünya çapında her 10 çocuk ve gençten altısı

هو أطول من أي طفل آخر في قسمه.

Sınıfındaki bütün çocuklardan daha uzun boyludur.

يجب علينا جميعًا التأكد أنه لا يوجد طفل،

Emin olmamız gereken şey

أنا أيضاً في هذه اللحظة طفل. سأخذ فرشتي ايضاً.

Ben de şu anda bir çocuk oluyorum. Fırçamı da alıyorum.

ماذا يعني حمل طفل في جسدي لمدة عشرة أشهر.

Çocuğumu 10 ay bedenimde taşımak.

أو ربما طفل على وشك أن يركض في الشارع.

ya da belki sokağa çıkmak üzere olan bir çocuk.

كان هناك انتقاد مختلف تمامًا في طفل عائلة جيد.

iyi aile çocuğunda ise bambaşka bir eleştiri vardı

عندما تفكرون في طفل، أو صديق حميم، أو شريك رومانسي،

Çocuğunuzu, yakın bir arkadaşınızı ya da duygusal partnerinizi düşündüğünüzde

قال أحد الأصدقاء " أنها أكثر طفل منتبه رأيته في حياتي "

Bir arkadaşım 'Şu ana dek gördüğüm farkındalığı en yüksek bebek' dedi.

يوجد اليوم حول العالم 350 طفل فقط مصابون بهذا المرض.

Şu an tüm dünyada sadece yaklaşık 350 çocukta var.

عبر كل أرجاء العالم، يوجد فقط 144 طفل مصابون بمرض الشيخوخة المبكرة

Tüm dünyada Progeria ile yaşayan sadece 144 çocuk var

اسأل طفل في سن السادسة و لا تسأل بالغا في سن الستين.

Altmış yaşındaki birine değil altı yaşındaki birine sorun.

هناك 60 مليون طفل تركوا في الأرياف منتشرين عبر المناطق الريفية في الصين.

Çin'in kırsal kesimlerinde arkada bırakılmış 60 milyon çocuk var

كان العمل الذي يجب القيام به هو طفل ملاك يتم رسمه في معمودية يسوع.

Yapılacak olan iş İsa'nın Vaftizi tablosunda çizilecek bir melek çocuktu