Examples of using "الغرفة" in a sentence and their turkish translations:
Odayı temizleyin.
Onların her ikisi de odadalar.
böyle bir oda değil.
Onun odaya girdiğini gördüm.
Onun odayı temizlediğini gördüm.
- Oda sıcaktı.
- Oda ılıktı.
Onların her ikisi de odadalar.
Onun odaya girdiğini gördüm.
Tom odaya daldı.
O, sen ayrıldıktan sonra odaya girdi.
Odada kimse yok.
Oda anahtarı, lütfen.
İşte oda anahtarı.
Bu oda yemeği sıcak yaptığımız yer.
ya telefon yan odada kalmış
Odadaki tek kadın bendim.
Vadiye bakan odayı sevdim.
O odada hiç mobilya yoktu.
Bu ev bir domuz ahırına benziyor.
Odayı paylaştığım kişi olan Tom dağınıktır.
Sami yan odadaydı.
Odaya girdiğimde bir köpek buldum.
çünkü koca sesiyle ortama hükmederdi.
Bu yüzden, bugün bu odadan ayrıldığınızda,
- Bu odada hava yok.
- Bu odada hiç hava yok.
Odaya girdim, insanlarla doluydu.
Bir süre sonra adam odaya girdi.
Odada bir sürü insan vardı.
Tom ayağa kalktı ve odadan çıktı.
Odanın ortasına oturduk.
Odadaki çocuklardan herhangi birini tanıyor musunuz?
Bu oda fazla güneş almaz.
Oda o kadar duman doluydu ki zorlukla nefes alabildim.
Odada her yerde kan sıçraması vardı.
dışında da olsa bebeğe bağlanabilir anlamına geliyor.
Tuz çökeliyor, oda sıcaklığına geldiğinde
Odanın içine göz attım, kimseyi göremedim.
Odaya girdiğimde, piyano çalıyordu.
hala o mavi fayansları hatırlarım.
Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.
O, öğrencileri odadan kovdu.
Ben bu enstrüman dolu odada büyüdüm.
Eğer odada tek başına birini görürseniz
Onun odasına girdiğimde, kitap okuyordu.
O odada kesinlikle hiç mobilya yoktu.
Tom bitişik odadan bazı sesler duyduğunu söyledi.
Bu havayı bu odada da hissedebilirsiniz,
Odanın arkasındaki kişiler konuşmacıyı duyamıyordu.
Ben odaya girdiğimde oğlum birkaç saattir yazı yazıyordu.
Bu odada okuma.
Mary odaya girdiğinde Jack aniden konuşmayı kesti.
Eğer biri yeni, odadaki tek kişi
Tom onun kilitli bir odadan nasıl kaçabildiğini tarif etti.
Yere bakıp göz kontağı kurmazken
baktı ki herkes ona gülen adam diyor, oda gülen adam isminde bir film çekti