Translation of "حركة" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "حركة" in a sentence and their turkish translations:

حركة

- Motor!
- aksiyon

أو حركة البرمجة.

Kodlama hareketi mesela.

‫إنها حركة معروفة.‬

Alışık olduğu bir eylem bu.

‫في حركة سريعة جدًا،‬

çok hızlı hareketlerle

نبدأ في حركة تأثير الدينامو

Yapay zekânın evrimsel yolunu açan

‫وسنستخدمها في شل حركة الرأس.‬

...ve onunla başını yakalarız.

‫وسنستخدمها في شل حركة رأسها.‬

...ve onunla başını yakalarız.

تطلبت تنسيق حركة نصف مليون

Avrupa’da şimdiye kadar görülen en büyük ordu olan yarım milyon

كانوا مركزين على تعقب حركة الكرة،

topu takip etmeye o kadar odaklanmış ki

كل حركة ناجحة باتجاه هذه الخطة

Bu plana göre yaptığın her başarılı hareket

سيكون حركة جديدة، أو جهازاً جديداً.

olmasını bekliyoruz.

إذا قلت لك "حركة ثنائية الأطراف"،

Size "iki ayaklı hareket" desem

‫أي حركة أو رش الماء سينبّهها.‬

Herhangi bir hareket ya da su sıçraması onları ürkütür.

وانضمّ إلى حركة التحرير الوطنية أيضاً.

O da Ulusal Kurtuluş Hareketi'ne katılmıştı.

الزلزال الناجم عن حركة القشرة الأرضية

yer kabuğunun hareketinden kaynaklı oluşan deprem

أكل هذا الإفراز باستمرار ، أي حركة

sürekli o salgıyı yiyerek besleniyor hareket yok

حيث نسق حركة 200 ألف رجل ،

, 200.000 kişinin hareketini koordine etti

حركة الشمس حول الأرض هي وهم.

Güneşin dünyanın etrafındaki hareketi bir yanılsamadır.

جمال يسيّر حركة المرور في التّقاطع.

Jamal kavşakta trafiği yönlendiriyor.

تحوّلت حركة تحرير "توباماروس" الوطنية من كونها حركة ثوريّة مدنية رومانسية تسرق الأثرياء لتعطي الفقراء،

Tupamaro Ulusal Kurtuluş Hareketi romantik bir kent gerillasıydı, zenginden alıp yoksula verirdi,

وأيضاً سوف يفرض عقوبات على حركة الناس،

ve aynı zamanda insanların dolaşımını,

حيث كانت حركة الهواء أفضل في تفريقها.

Hava akışı onları dağıtmakta çok daha başarılıydı.

يمكنك نقلها عن طريق محاكاة حركة شخص آخر،

bunu başkasının hareketlerini taklit ederek

‫كان تصرفاً ذكياً أن أشل حركة الرأس بالعصا.‬

Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.

‫قرون الاستشعار محددة الوجهة‬ ‫شديدة الحساسية لأقل حركة.‬

Aşırı hassas antenleri en ufak hareketi algılamaya ayarlı.

‫حركة خاطئة واحدة‬ ‫قد تمكّن الضباع من اصطيادها.‬

Tek yanlış harekette sırtlanlara yem olur.

الفرق كبير بين حركة الهواء في الداخل والخارج

Havanın içerideki ve dışarıdaki hareketinin arasında devasa bir fark var.

حُوِّلَ سامي إلى القسم المركزي لتسيير حركة المرور.

Sami, merkezi trafik bölümüne transfer edildi.

والذي يشير إلى إزالة حساسية حركة العين وإعادة المعالجة.

göz hareketleriyle duyarsızlaşma ve yeniden işleme metoduna yönlendirildik.

الطريقة التي تسير بها جلسة إزالة حساسية حركة العين

Tipik bir EMDR oturumunda

‫قد تكون هذه حركة متعمدة في سبيل‬ ‫أمانهم ونجاتهم.‬

Kendi can güvenliğini garantiye almak için bunları kasıtlı olarak yapar.

‫إذن هل أمسكها من ذيلها‬ ‫أو أشل حركة رأسها؟‬

Onu kuyruğundan mı yakalayalım, başından mı?

‫حسناً، تريدني أن أستخدم العصا ‬ ‫وأحاول شل حركة الرأس؟‬

Tamam, sopayla başını tutmamı istiyorsunuz demek?

‫إذن هل نمسكها من الذيل أم نشل حركة الرأس؟‬

Onu kuyruğundan mı yakalayalım, başından mı?

‫حسناً، تريدني أن أستخدم العصا‬ ‫وأحاول شل حركة الرأس؟‬

Tamam, sopayla başını tutmamı istiyorsunuz demek?

وأسوأ ما في اﻷمر حقاً هي حركة التكنولوجيا البشرية.

Aralarından en kötüsü ise insancıl teknoloji hareketi.

‫لعلها تحاول تقليد‬ ‫حركة الطحالب وعشب البحر وسط الأمواج.‬

Belki de dalgayla hareket eden alg ya da yosunları taklit etmeye çalışıyor.

‫وسنستخدمها في شل حركة رأسها.‬ ‫تذكر أن الرأس هو مصدر الخطر.‬

...ve onunla başını yakalarız. Unutmayın, başı her zaman tehlikeli olan kısmıdır.

‫حسناً، عمل جيد.‬ ‫كان تصرفاً ذكياً أن أشل حركة الرأس بالعصا.‬

Tamam, iyi işti. Aferin. Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.

هل حركة الهواء جيدة حولكم لإزاحة أي جزيئات من الفيروس بعيدا؟

Etrafınızda virüs partiküllerine dağıtabilecek, iyi bir hava akışı var mı?

‫يمكننا القيام بذلك بوسيلتين.‬ ‫إما نستخدم عصا.‬ ‫وسنستخدمها في شل حركة رأسها.‬

Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır... ...ve onunla başını yakalarız.

الروسية . قال له: "أنت دائماً مع قلب العدو ، إنها حركة خطيرة للغاية".

talebini reddetti . "Her zaman düşmanı döndürüyorsun," dedi ona, "Bu çok tehlikeli bir hareket."

جهاز التكييف الموجود هنا، أبقى حركة الهواء في هذا الجزء من المطعم.

Buradaki bir klima havanın, restoranın bu kısmında dolaşmasını sağladı.

وما يحدث خلال نوم حركة العين السريعة أو ما يفترض أن يحدث على الأقل،

Ve REM uykusu sırasında olan, en azından teoriye göre,

ولذلك فإن خطته هي توجيه ضربة قاضية أو على الأقل لشل حركة الأسطول القرطاجي

Bu yüzden planı Kartaca'nın filosuna sersemletici bir darbe vurmak veyahut en azından harekat kabiliyetini kısıtlamak.