Translation of "المهم" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "المهم" in a sentence and their turkish translations:

العلاج هو المهم.

terapi önemli.

والدرس المهم هناك

Buradan çıkarılacak büyük ders şu,

المهم هو العمل.

Önemli olan iştir.

فمن المهم طرح الأسئلة،

Bu yüzden sorular sormak önemli,

لكن الشيء المهم هنا

Ancak buradaki önemli şey,

من المهم جدا الطبيعة

doğa için o kadar çok önemlidir ki yarasalarla

من المهم جدا تزيين

süslemek çok önemlidir

و لكن المهم هنا لنتعلمه

ama buradaki önemli ders şudur;

ولكن من المهم أن أخبركم

Ama size

انظر هنا من المهم جدا

bakın burası çok önemli

من المهم أن نأخذ في الاعتبار

bu insanların davranışlarını

فهو مهم جداً، ومن المهم فهمه.

gerçekten önemli ve anlaşılması gerekli olan şeyler

فما ننوي القيام به هو المهم.

Önemli olan bilinçli olmaktır.

أعتقد أنه من المهم قول الحقيقة.

Gerçeği söylemenin önemli olduğunu düşünüyorum.

أنه من المهم أن أكون متميزةً بمجال.

bir özelliğimin olması gerekiyor,

المهم هو أن تواصل الحركة بشكل دائم.

Önemli olan devam etmek.

‫عمل جيد.‬ ‫المهم هو ألا نستسلم قط.‬

İyi işti. Asla pes etmiyoruz.

‫من المهم أن تستيقظ مبكراً في الصحراء،‬

Çölde güne erken başlamak önemlidir,

من المهم أن يتفهم المعنيين بالمحكمة النهج،

Mahkemeye katılanların süreci anlamaları oldukça önemlidir,

تنظم مؤتمرات دولية. باختصار ، من المهم جدا

uluslar arası kongreler düzenler. Kısacası çok önemli

ولكن لا يزال مثل هذا المراسل المهم

ama yine de böyle önemli bir muhabirin

من المهم أن تتذكر من هم أصدقاؤك.

Arkadaşlarının kim olduğunu hatırlamak önemlidir.

- انه لمن المهم جداً الحصول على كفاية من الراحة.
- انه لمن المهم جداً الحصول على ما يكفي من الراحة.

- Yeteri kadar dinlenmek önemlidir.
- Yeterince dinlenmek çok önemlidir.

يُعَقِّدُ الجهود التي نبذلها لتصحيح هذا التغير السكاني المهم.

tarım endüstrisinin bugün karşı karşıya kaldığı bir sorun.

وأعتقد أنه من المهم جداً أننا لسنا بمعدومي الحيلة،

Bence çaresiz olmamak ve toplumun

من المهم أن تتذكر أن المال هو ما يُسيِّر العالم.

önemli olan, dünyayı döndüren şeyin para olduğunu hatırlamaktır.

‫مثلما يقول جميع أعضاء الكشافة، ‬ ‫المهم هو أن تكون مستعداً.‬

Her izcinin de dediği gibi, önemli olan hazırlıklı olmaktır.

- إن ذلك ليس مهماً.
- هذا ليس مهماً.
- ليس ذلك بالشيء المهم.

- Bu önemli değil.
- O önemli değil.
- Bu önemli değildir.

ولكني أقول، بأنه من المهم أيضاً أن نعطي الناس مساحةً من الحرية،

ama ben insanları serbest bırakmanın, gerçekten etkileşime girmeleri

ولكن من المهم تجنب الأشياء التي تكبح هرمون الإستروجين بدلًا من ذلك،

ancak östrojeni bastıracak şeylerden kaçınmak da bir o kadar önemli,

قال ديما: "أقصد... حياتي، المهم هذه 3,000,000 روبلًا بلّاروسيًّا في هذه الحقيبة".

"Yani hayatım..." dedi Dima, "Bu çantada zaten 3 milyon Belarus Rublesi var."

‫من المهم أن تستيقظ مبكراً في الصحراء،‬ ‫بحيث تسبق أكثر أوقات اليوم حراً.‬

Çölde güne erken başlamak önemlidir, böylece günün en sıcak saatlerinden kaçınabilirsiniz

- على أيّ حال، ليس ذلك مهماً.
- على أية حال، ليس ذاك بالشيء المهم.

Her şekilde olur. Önemli değil.