Translation of "الفوز" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "الفوز" in a sentence and their turkish translations:

فرصتنا في الفوز ضئيلة.

Çok az kazanma şansımız var.

يقولون أن ترامب من المستحيل الفوز

Trump'ın kazanmasının imkansız olduğunu söylüyorlar

لم تمنعني من الفوز في البطولات الكبرى.

Grand Slam kazanmamı engellemiyor.

إذا ابتسم المهزوم أفقد المنتصر لذة الفوز.

Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder.

في السّنة السّابقة كنا جدّا قريبين من الفوز.

Geçen yıl kazanmaya çok yaklaşmıştık.

بعد الفوز ، وصف نابليون سولت بأنه "المناورة الأولى في أوروبا".

Napolyon, kazandığı zaferle Soult'u "Avrupa'nın en önde gelen manevrası" olarak nitelendirdi.

الفوز فيه. وهو ما نجحت بفعله تماماً. منذ اليوم الاول

kazandı. Ben de bunu yapmayı başardım. Bağımsızlığın ilk gününden itibaren,

بوبا قطع الزاوية. وقد ساعدته تلك اللقطة في الفوز بالبطولة.

Bubba köşeyi kesti. Ve bu atış turnuvayı kazanmasına yardımcı oldu.

لقد كان نصرًا مذهلاً ، تم الفوز به بثمن باهظ - قتل أو جرح

Bu, yüksek bir fiyata kazanılan çarpıcı bir zaferdi - Davout'un dört

A الفوز الثاني المانى ضخم في ماسوريان القوات البحيرات الروس إلى التراجع.

Masurian'da kitlesel bir ikinci Alman zaferi Göller Rusları geri çekilmek için zorlar.

حصلت على تسعة وثلاثين من اصل ثلاثة وسبعين صوت الفوز جاء في

alan üçüncü listenin kazanmasıydı . Libya'nın en güçlü siyasetçilerinden ikisinin yer