Translation of "أوروبا" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "أوروبا" in a sentence and their turkish translations:

أنت في أوروبا!

Sen Avrupa'dasın!

يلعب الآن في أوروبا.

Şu an Avrupa'da oynuyor.

يقول الناس في أوروبا

Avrupa'da ki insanlar şunu söylüyor

تهيمن البابوية على أوروبا

Papalığın Avrupa'ya hakim olduğu

وطرد العثمانيين من أوروبا!

Osmanlıları Avrupa'dan çıkarmak için harekete geçmeye zorladı!

التوسع العثماني في أوروبا.

kaçınılmaz olarak sınırlayacak olan Hıristiyan egemenliğini yeniden kurdu

فرنسا في أوروبا الغربية.

Fransa Batı Avrupa'dadır.

ذهبت إلى أوروبا مرة.

- Bir kez Avrupa'ya gittim.
- Bir zamanlar Avrupa'ya gittim.

هي سافرت عبر أوروبا.

O, Avrupa'da dolaştı.

تتحوّل "أوروبا" إلى مستعمرة أمريكية.

Avrupa artık bir ABD kolonisi oluyor.

و"بوتن" يريد لـ"أوروبا"...

Putin de Avrupa'nın...

ولكن يزعم يصل إلى أوروبا

ama neredeyse Avrupa'ya kadar bağlantı olduğu iddia ediliyor

ثم... جاءت أخبار من أوروبا...

Sonra Avrupa`dan haber geldi.

سأذهب إلى أوروبا الاسبوع المقبل.

Ben önümüzdeki hafta Avrupa'ya gidiyorum.

يحب أهل أوروبا شرب الخمر.

- Avrupalılar şarap içmek isterler.
- Avrupalılar şarap içmeyi severler.

تقع فرنسا في أوروبا الغربية.

Fransa, Batı Avrupa'dadır.

تبدو أوروبا الآن مثل الجنة.

Şimdi, Avrupa Cennet olarak görünür.

ماذا عن أوروبا؟ أوروبا تتصارع مع الموت. لأننا لم نأخذ هذا الفيروس بجدية كافية.

Peki ya Avrupa? Avrupa ölümle boğuşuyor. Çünkü bizler bu virüsü yeterince ciddiye almadık.

في فترة الثورة العلميّة في أوروبا.

Avrupa'da bilimsel devrim zamanı.

تبدأ الدراسة في أوروبا شهر سبتمبر.

Avrupa'da okul Eylül ayında başlar.

تقع جبال الألب في وسط أوروبا.

Alpler Avrupa'nın merkezindedir.

والتي تعمل مع المسلمين الصغار داخل أوروبا.

çeşitli kuruluşlarda gönüllü görev almaya başladım.

هو أن الكثير منا يكبر في أوروبا

ve kendisi olmasına izin verilmeyen bizlerin sayısının

وحققت أوروبا والولايات المتحدة محو كلي للأمية

Avrupa ve ABD evrensel okuma yazmaya

سيقدّم برنامج أوروبا للإبداع 2.4 مليار دولار

Creative Europe programı 300.000'in üzerinde sanatçıya

التقى هذا الوضع مثل الأول في أوروبا.

Avrupa'da ilk bizim gibi karşıladı bu durumu.

أوروبا ، حتى أمريكا ، التي ننظر إليها بالحسد

Gıpta ile baktığımız Avrupa'nın hatta Amerika'nın

تخصصي هو تاريخ أوروبا في العصور الوسطى.

Esas branşım orta çağ Avrupa tarihidir.

سبب انجرار بعض الأطفال المسلمين الصغار في أوروبا

Müslüman gençlerin neden aşırılık ve şiddete yöneldiğini

أراد "نابليون" أن تصل "أوروبا" إلى جبال "الأورال".

Napolyon ta Ural Dağları'na kadar tek bir Avrupa istiyordu.

لبضع سنوات كان هناك سلام في وسط أوروبا:

Orta Avrupa'da birkaç yıl barış vardı:

والذي وضع استراتيجية التوسع العثماني الأول في أوروبا

ve ilk Osmanlı arazilerini Avrupa`ya taşımış Sultan I Murat da

وصلت أنباء وفاة مراد الأول إلى محاكم أوروبا

I Murat`ın ölüm haberi Avrupa saraylarına vardı.

تقع كرواتيا في الجزء الجنوبي الشرقي من أوروبا.

Hırvatistan Avrupa'nın güneydoğusunda yer almaktadır.

يريد أن تصبح "روسيا" جزءاً من "أوروبا". حتى "فلاديفوستوك".

Rusya, Avrupa'nın parçası olsun istiyor. Ta Vladivostok'a kadar.

تعلمون في أوروبا أن هناك مثل هذا الإجراء الأمني

Avrupada biliyosunuz öyle bir güvenlik önlemi varki

انطلقت الوحدات من جميع أنحاء أوروبا نحو نقطة الالتقاء

Avrupa birlikleri,

نشأ سامي في مجتمع مسلمي صغير في أوروبا الشّرقيّة.

Sami Doğu Avrupa'daki küçük bir Müslüman toplulukta büyüdü.

‫إنها واحدة من أكبر الجبال وأكثرها إقفاراً‬ ‫في كل "أوروبا".‬

Avrupa'nın en büyük ve en yabani dağlarından birinin.

في حين أن هناك الكثير من الفيروسات في أوروبا وأمريكا

Avrupa da Amerika da o kadar virüs belası varken

بعد الفوز ، وصف نابليون سولت بأنه "المناورة الأولى في أوروبا".

Napolyon, kazandığı zaferle Soult'u "Avrupa'nın en önde gelen manevrası" olarak nitelendirdi.

بدلاً من الذهاب إلى أوروبا, أنا قررت الذهاب إلى أمريكا.

Avrupa'ya gitmek yerine Amerika'ya gitmeye karar verdim.

لتعزيز مكانته في أوروبا، تدخل بايزيد في فراغ السلطة في صربيا

Bayezid, Avrupa'daki konumunu güçlendirmek için Kosova Savaşı sonrasında oluşan

القوة البحرية المتوسطية الأكثر تقدمًا في أوروبا، جمهورية البندقية، ضمّت برفقة

Avrupa'nın önde gelen Akdeniz gücü ve Venedik Cumhuriyeti

لا ، نحن أفضل من أوروبا ، نحن أسوأ. دعنا نذهب من خلالهم الآن.

Yok Avrupa'dan daha iyiyiz, daha kötüyüz. Ya geçelim artık bunları.

جندي - أكبر جيش في أوروبا على الإطلاق - عبر جبهة طولها 400 ميل.

askerin 400 millik bir cephede hareketini koordine etmeyi gerektiriyordu .

تأتي الأساطير حول King Hrolf من فترة مضطربة من تاريخ أوروبا ، تُعرف

Kral Hrolf hakkındaki efsaneler, geleneksel olarak 'Karanlık Çağlar' olarak bilinen

خارج أوروبا، يحتدم الحرب على العالم ال المحيطات وفي المستعمرات الأوروبية البعيدة.

Avrupa ötesinde, savaş tüm dünyaya yayılıyor okyanuslar ve geniş Avrupa kolonileri.

حصار بحري كانت بداية لتسبب نقص الغذاء والوقود في جميع أنحاء أوروبا ...

Deniz blokajları kıtlığa neden olmaya başlamıştı. Avrupa'da yiyecek ve yakıt ...

من التوسّع في أوروبا، فواصل العثمانيون الضغط على القسطنطينية، وشددوا سيطرتهم على

Avrupa'yı işgal etmesini engelledi, Avrupa Konstantinopolis'e baskı yaptı,

لثلاثة قرون ، أرهب هؤلاء القراصنة الوثنيون من الدول الاسكندنافية أوروبا ، وقاموا بالإغارة ، والابتزاز ،

Üç yüzyıl boyunca İskandinavya'dan gelen bu pagan korsanlar Avrupa'yı terörize ettiler, baskın yaptılar, gasp ettiler,

لما يقرب من ثلاثة قرون ، كانت أوروبا ترهب من قبل المحاربين الاسكندنافيين ، الذين

Yaklaşık üç yüzyıldır Avrupa, ölüme karşı tavırları onlara tehlikeli bir üstünlük

وصلت الغزوات إلى أوروبا على طول الطريق إلى بولندا والمجر والبلقان، في حين أن

Avrupanın içlerine doğru akınları;Polonya,Macaristan ve balkanlara kadar ulaştı.

بحلول عام 1188، صمدت صور وعكة فقط لتحفيز أوروبا للشروع في حملة صليبية أخرى

1188’de sadece Tire ve Acre Avrupa'yı başka bir haçlı seferine atmaya teşvik etmek.

أنه سرعان ما جمع واحدة من أكبر المجموعات الفنية في أوروبا ، والتي تقدر قيمتها بنحو 1.5 مليون

kısa süre sonra Avrupa'nın en büyük sanat koleksiyonlarından biri olan tahmini 1.5 milyon frank