Examples of using "العلبة" in a sentence and their turkish translations:
O, masanın altındaki kutuyu buldu.
Fadıl oyuncaklarını kutuya geri koydu.
Bu kutuyu alabilir misin?
Kutu çok ağırdı fakat onu taşımayı başardı.
Kutu o kadar ağırdı ki onu taşıyamadım.
O raftaki kutuya erişebilir misin?