Translation of "وجد" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "وجد" in a sentence and their turkish translations:

وجد دراجتي الضائعة.

Bisikletimi buldu.

هل تعلمون ماذا وجد؟

ve ne bulmuş biliyor musunuz?

وجد العلبة تحت الطاولة.

O, masanın altındaki kutuyu buldu.

وجد سامي خاتم ليلى.

Sami, Leyla'nın yüzüğünü buldu.

يعتقد فاضل أنّه وجد الجواب.

Fadıl cevabı bulduğunu düşünüyor.

وجد سامي ريشة في السّيّارة.

Sami arabada bir tüy buldu.

وجد الباحثون أن نمط حياة المرضى

Araştırmacıların bulgularına göre bu yaşam tarzı hastalarında

ثم بأحد الأيام وجد زميلي (آلفين)

Sonra bir gün, kurucu ortağım Alvin

- من بحث وجد.
- من يبحث يجد.

- Arayan bulur.
- Kim ararsa, bulur.

وجد فاضل طريقة أخرى لكسب المال.

Fadıl para kazanmanın başka bir yolunu buldu.

وجد الباحثون وحللوا هذه التحيزات في مختبر،

Araştırmacılar bu ön yargıları laboratuvar koşulları altında,

وجد كاتبوغا نفسه الآن في وضع خطير

Şimdi ise Kitbuqa kendini tehlikeli bir pozisyonda buldu.

وجد الدّكتور صادق الزّرنيخ في قياء ليلى.

Dr. Sadık, Leyla'nın kusmuğunda arsenik buldu.

وجد سامي طريقة ليربح المزيد من المال.

Sami biraz fazla para kazanmanın bir yolunu buldu.

وجد سامي أقراص نوم في حقيبة ليلى.

Sami Leyla'nın çantasında uyku hapları buldu.

الموظف الذي وجد لنا موقف في ذلك المساء،

bazı teatral hareketlerinden çok etkilenmiştim

في الواقع ، وجد الناس هذا التكبير بدلاً من الدولة

yani aslına bakarsanız bu Zoom u insanlar buldu devletten ziyade

لقد وجد بأن هذه الأقسام، كل الثمانية، كانوا مختلفين كليّاً

Bu sekiz ekibin hataları konuşmak söz konusu olduğunda diğerlerine kıyasla

عند تفريق خط الأقنجي، وجد المجريون أنفسهم أمام الخط العثماني

Akıncıların dağılmasının ardından Macarlar, biçimlenmiş

لذلك وجد البراميسون المكان الأكثر أهمية بين الأحداث الغامضة في حياتنا

böylece pramitler hayatımızdaki gizemli olaylar arasında kendine en önemli yeri buldu

وجد سوشيت عازف الدرامز الذي أثار الذعر ، وأطلق النار عليه أمام

Suchet paniği başlatan davulcuyu buldu ve onu tüm

في البداية وجد صعوبة في الإعتياد على العيش في بيته الجديد.

İlk başta onun, yeni evinde yaşamaya alışma sorunu vardı.

وجد علم النفس أكثر من 50 تحيزًا معرفيًا خلال الخمسين عامًا الماضية،

Psikoloji son 50 yılda 50'nin üzerinde bilişsel ön yargı olduğunu buldu

هل كان لدينا عبقري واحد ممن وجد النفط من أجل الفريق بأكملة؟

Tüm takım için benzin bulan bir dahimiz mi vardı?

بملعب باب عمرو بمدينة حمص الامر الذي وجد فيه كثيرون رسالة من

düzenlenen Al-Areen İnsani Yardım Vakfı'nın ilk yıllık toplantısında

- كان غاضبًا لأنه وجد الباب مغلقًا.
- كانت غاضبةً لأنها وجدت الباب مغلقًا.

Kapıyı kilitli bulduğuna kızmıştı.

وجد سوشيت أن قواته تعاني من ضعف الإمداد وعدم الانضباط وانخفاض الروح المعنوية.

Suchet, birliklerinin yetersiz tedarik edildiğini, disiplinsiz olduğunu ve morallerinin düşük olduğunu gördü.