Examples of using "ثقيلة" in a sentence and their turkish translations:
devasa borç,
Cezaları çok ağırdır
Bu buzdolabı çok ağır.
Sana yardım edeyim. Çantaların çok ağır görünüyor.
Ancak I Mircea, 1394'ün sonlarında ve
Kutu çok ağırdı fakat onu taşımayı başardı.
Kutu o kadar ağırdı ki onu taşıyamadım.