Examples of using "العقارب" in a sentence and their turkish translations:
Unutmayın, akrepler küçükse tehlikelidir.
Kendisi, akrep yeme uzmanı.
Bir akrebin zehir kesesinin içindeki zehri istiyorum.
Akreplerin dış iskeletini kaplayan ince bir katman vardır.
Akrepler her zaman küçük çalıların ve taşların altına saklanmayı severler.
Bu akrepler ölümcül olabiliyor.
Deneyimlerime dayanarak, daha büyük akreplerin daha az zehirli olduğunu söyleyebilirim.
Örümcekler, akrepler ve keneler eklembacaklılardandır.
Vücudu, en ölümcül akrep toksinlerinin yarattığı acıyı bile bloke edebilir.
Akreplerin morötesi ışık altında neden parladığı gizemini korumaktadır.
Tamam, bakalım yaptığımız akrep tuzağı işe yaradı mı?
zararlı böceklerle ve hatta zehirli akreplerle besleniyor. Ama özrü kabahatinden büyük mü?