Examples of using "العظيمة" in a sentence and their turkish translations:
'büyük şehir' Konstantinopolis'e saldırmaya cesaret ettiler .
elçi rolü.
Annem gibi bazıları da Büyük Göç vagonuna bindi --
bir alıntıyla başlamak istiyorum.
Bu büyük gizemi ele almak için buradayım.
Büyük gölün coşkulu sularındaki kıpırtılar hep birlikte
Varşova'yı savunmak için geri çekildi ve Eylau ve Friedland'ın büyük savaşlarını kaçırdı.
Sonuç olarak da Çin'in WeChat ve Weibo gibi ürünleri,
Bunlar babam Philip'in sizin için yaptığı büyük işler.
Şimdi Birinci Haçlı harika ulaşmıştı Antakya'nın şehir.
Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı ve Uşak Müze Müdürünün çok büyük mücadelelleriyle
Saguntum'da daha büyük bir İspanyol kuvvetini yendi… sonra büyük Valencia şehrini