Translation of "السوق" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "السوق" in a sentence and their turkish translations:

كانت السوق مضطربة.

Pazar çalkalanıyordu.

وأخيراً، فإن السوق الصيني هائل.

Ve son olarak Çin pazara devasa.

ولن تعطي السوق أبداً المنازل للفقراء.

Piyasa da yoksullara asla ev vermez. Asla.

هل اشتريت ذلك من السوق السوداء؟

Bunu karaborsadan mı aldın?

ذهبت إلى السوق مرة في الأسبوع.

O haftada bir kez pazara gitti.

كل الناس يشترون الطعام من السوق.

- Bütün insanlar markette yiyecek alır.
- Bütün insanlar pazarda yiyecek alır.

حيثما نجد أنفسنا منهارين بين السوق والدولة،

Pazar ve devlet arasında kendimizi ezilmiş hissettiğimiz zaman

لذا فإن أفضل جهاز كمبيوتر في السوق

Yani piyasadaki en iyi bilgisayar

الجدة ذهبت الي السوق لشراء طعام للأسرة.

Büyükanne, ailesine yiyecek almak için markete gitti.

عندما يكون السوق مرتفعًا، الناس يدخلون طوال الوقت

Piyasa yüksek olduğunda, insanlar her zaman giriş yapar,

نحن نخطط لأخذ حصة متزايدة في هذا السوق

Start-up'ımızın eşsiz varlıklarından yararlanarak

يجب أن ندخل تلك السوق، ونتعرّف عليها، وننظّمها،

piyasada hâkim olmaya çalışmalı, onu tanıyıp düzenlemeliyiz

أصبحت Apple الآن في السوق أكثر من ذلك بقليل

Birazcık daha artık piyasaya girmişti Apple

هذه قائمة العينات ، يقال أنها من السوق في ووهان.

Söylentiye göre bu, Wuhan pazarından örnek bir menü.

فلا بد من النظر إلى 37 بالمائة ممّا معروض في السوق،

pazarda olan evlerin yüzde 37'sine bakmalı

‫حيث يحقق ربحاً يقارب ضعفيّ قيمة الذهب،‬ ‫قد يكون العائد المالي من بيع قرنه‬ ‫في السوق السوداء مغرياً جداً.‬

Karaborsadaki finansal değeri altının yaklaşık iki misli olan gergedan boynuzu cezbedici olabiliyor.