Examples of using "الدائرة" in a sentence and their turkish translations:
Arka plandaki daire, hava akışını görmenize olanak tanıyan,
Şu kırmızı daire beynin önemli bir bölgesi,
o kişi yanmış olur. Yuvarlağın içerisine girinceye kadar tekme atılırdı
da, General Bonaparte'ın yakın çevresine asla tam olarak girmedi.
Steve Jobs'a bu arkadaş çevresinin hiçbir faydası olmadı