Translation of "الأصدقاء" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "الأصدقاء" in a sentence and their turkish translations:

ولديك كوكب الأصدقاء.

ve arkadaş gezegeniniz mevcut.

تحدثتُ إلى الأصدقاء.

Ben arkadaşlarla konuştum.

نحن نحب هؤلاء الأصدقاء

biz o arkadaşlarımızı seviyoruz

لديها القليل من الأصدقاء.

Onun birkaç arkadaşı var.

لديكم الكثير من الأصدقاء.

Senin bir sürü arkadaşın var.

لدى بيل الكثير من الأصدقاء.

Bill'in birçok arkadaşı var.

على الأصدقاء مساعدة بعضهم البعض.

Arkadaş birbirlerine yardımcı olmalıdır.

كم عندك من الأصدقاء المُقَرّبين؟

Kaç tane yakın arkadaşın var?

آن لديها الكثير من الأصدقاء.

Ann'in birçok arkadaşı var.

لها القليل من الأصدقاء المقربين.

Çok az sayıda samimi arkadaşı var.

ذهبتُ لشرب البيرة مع الأصدقاء.

Arkadaşlarla birlikte bir bira içmek için gittim.

لدي بعض الأصدقاء في القاهرة.

Kahire'de birkaç arkadaşım var.

أقام سامي مع بعض الأصدقاء.

Sami arkadaşlarıyla kaldı.

اعتقدت أن الأصدقاء، الجيران، العائلة ومجتمعي

Arkadaşlar, komşular, aile ve topluluğumun

بعض الأصدقاء المحترفين يقولون "أ" بالأمس

bazı meslek arkadaşlar dün 'A' derken

الأصدقاء الذين يتقاسمون الرسوم مع المحامي

Avukat ile ücreti paylaşıyorlarmış arkadaşlar

- عَنْدِي أَصْدِقَاء كُثُرْ
- لدي الكثير من الأصدقاء.

- Bir sürü arkadaşım var.
- Birçok arkadaşım var.
- Çok arkadaşım var.

لقد تعرّف جيم على الكثير من الأصدقاء.

Jim pek çok yeni arkadaş edindi.

كان عند سامي العديد من الأصدقاء المسلمين.

Sami'nin çok Müslüman arkadaşı olmuştu.

ماذا يحدث أمي دعني ألعب مع بعض الأصدقاء

anne ne olur biraz arkadaşlarımla oynayayım

دعنا نكون حذرين أثناء شتائم الأصدقاء من فضلك

Küfür ederken arkadaşlar dikkatli olalım lütfen

وبفضل هذا أصبح العديد من الأصدقاء أصحاب أعمال.

Birçok arkadaş bu sayede iş sahibi oldu.

قال لي أحدُ الأصدقاء: "(ليلاند)، ستكون رائد فضاءٍ عظيم"

Bir arkadaşım dedi ki ''Leland, harika bir astronot olursun.''

في أحد سهراتنا في لاقوز خرجت مع لويس وبعض الأصدقاء

Sonra bir akşam, Lagos'ta, Louis ve ben arkadaşlarımızla dışarı çıktık.

قال أحد الأصدقاء " أنها أكثر طفل منتبه رأيته في حياتي "

Bir arkadaşım 'Şu ana dek gördüğüm farkındalığı en yüksek bebek' dedi.

إما أمي أو لا أشربه أو رائحة الأصدقاء تأتي إلي

ya anne ya vallahi ben içmiyorum ya arkadaşlar içiyor kokusu benim üzerime geliyor

لكن فقط الأصدقاء والموالون هم من يحصلون على هذا السعر

Ama sadece yakın arkadaşlarının ve müttefiklerinin bu orana erişimi söz konusu

أريد أن أقول لكل الأصدقاء عديمي الخبرة، وأنا أعتقد ذلك حقاً،

Gerçekten buna inanıyorum ve bir yazarın dediği gibi,

قد يكون للشاب مئات الآلاف من الأصدقاء على مواقع التواصل الاجتماعي،

Genç bir insanın sosyal medyada yüzlerce arkadaşı olabilir

لم يكن لهذه الدائرة من الأصدقاء أي فائدة من ستيف جوبز

Steve Jobs'a bu arkadaş çevresinin hiçbir faydası olmadı

استيقظ الآن استيقظ ، رفقة الأصدقاء ، كل ما لديكم من أحسن أهل عادل.

Uyan şimdi uyan, arkadaş arkadaşlarıyla, Adil'in insanlarının en iyileri.

كان لدي ما يكفي من الوقت كي أتحدث مع العديد من الأصدقاء.

Benim birçok arkadaşlarla konuşmak için bol bol vaktim vardı.

إسحاق يهوديّ و لديه العديد كثير من الأصدقاء المسلمين. هل في الأمر إشكال؟

İzak Yahudi ve birçok Müslüman arkadaşı var. Bu kötü bir şey mi?

عندما سأل أحد الأصدقاء عن إخلاصه لنابليون ، الذي كان رئيسًا متطلبًا للغاية وقصير المزاج

okumadı veya onunla çelişmedi. Bir arkadaşı, son derece talepkar ve çabuk davranan bir