Examples of using "الحمراء" in a sentence and their turkish translations:
İşte o kırmızı daire.
Ben kırmızı gülleri severim.
Kırmızı etten hoşlanırım.
Şu kırmızı noktaları görüyor musunuz?
Ben kırmızı gülleri severim.
Kırmızı et yemek sağlıksız mıdır?
Haritadaki kırmızı hat bir demiryolunu temsil ediyor.
Bahçede birçok kırmızı çiçek var.
Şu kırmızı daire beynin önemli bir bölgesi,
Bu siyah pantolonlar ve bu kırmızı gömlekler ne kadar?
Çünkü kan kırmızı ışık ve kızılötesini absorbe ediyor.
Maymunların algılamadığı kızılötesi ışık tünedikleri yerleri ortaya çıkarıyor.
...kameralarımızın olup biteni görmesi için kızılötesi ışık gerekiyor.