Translation of "الحصار" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "الحصار" in a sentence and their turkish translations:

بدأ الحصار...

Kuşatma başlamıştı!

خطوط الحصار المسيحي لإيصال رسالة من بايزيد تقول:

Hıristiyanların kuşatılmış yerlerinden gizlice geçmişti, Bayezid'den şu haberi getirdi:

السكان الذين نجوا من الحصار قُتلوا أو بيعوا كعبيد

Kuşatmadan kurtulan yerliler ya öldürüldü ya da kölelik için satıldı.

على مدى الأسبوعين التاليين، كان الحصار المسيحي لنيكوبوليس مستمرًا.

Önümüzdeki iki hafta boyunca, Hıristiyanların Nigbol kuşatması devam etti.

عندما انتشارهم عند شروق الشمس ترك الصليبيون قوة رمزية لمواصلة الحصار،

Yıkım sırasında seferber olur olmaz, Haçlılar kuşatmaya devam etmek için sahte bir saldırı başlattılar

وتخفيف الضغط على القسطنطينية التي كانت تحت الحصار طوال العامين الماضيين.

ve son iki yıldır kuşatma altında olan Konstantinopolis'in kurtuluşu Osmanlıları birliklerden sınır dışı etmek istediler.

ساعدته هذه المزايا على تحقيق الحصار المذهل لجيش ماك النمساوي في أولم.

Bu tür avantajlar, Mack'in Avusturya ordusunun Ulm'deki çarpıcı kuşatmasını elde etmesine yardımcı oldu.

وسع السيطرة الفرنسية على شرق إسبانيا بسلسلة من عمليات الحصار الناجحة: في ليريدا

Bir dizi başarılı kuşatma ile doğu İspanya'daki Fransız kontrolünü genişletti: Lerida,

غير قادر على نقل المزيد من القوات من الأناضول بسبب الحصار المسيحي لبحر مرمرة،

Marmara Denizi'ndeki Hıristiyan abluka nedeniyle Anadolu'dan daha fazla asker gönderemedi.