Translation of "مدى" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "مدى" in a sentence and their turkish translations:

لأعرف مدى نجاحها.

teknikler üstünde çalışıyorum.

على مدى العقد الماضي،

Son on yıl içinde,

مدى محدودية مساحة المناورة.

manevra boşluğunun ne kadar sınırlı olduğunu unutmak kolaydır.

ما مدى أهمية إزعاجهم

bunun ne büyük önemi onları rahatsız edip

فحصوا مدى نقاوة الماء.

Suyun ne kadar saf olduğunu kontrol ettiler.

مدى عرضة الجميع له

buna ne kadar bağışıklığımızın olduğu.

سُجن سامي مدى الحياة.

Sami ömür boyu hapse atıldı.

لإختبار مدى سماحنا لحكوماتنا بالتمادي

hükûmetlerin diğer insanların da haklarını ellerinden almada

على مدى السنين، تغيرت مدينتنا،

Yıllar boyunca şehrimiz değişti

سترون مدى السرعة و القوة

Çin ve Hindistan'ın ne kadar hızlı ve güçlü bir şekilde

لن أنس مدى مساعدتك لي.

Ne kadar yardımsever olduğunu asla unutmayacağım.

كشفت رسائل ليلى مدى عنصريّتها.

Leyla'nın mektupları onun ırkçılığının boyutlarını ortaya çıkardı.

والسبب الأول هو مدى اتّساع المحيطات،

Bunun ilk nedeni, okyanusların çok geniş bir alanı,

هل نُشرت، ما مدى صرامة الصحيفة؟

Yayımlanmış mı, yayımlandığı dergi ne kadar titiz ve tutarlı?

بنينا هذه على مدى السنة الماضية.

Bunu geçen yıl içinde yaptık.

فلا يهم مدى معرفتك لهذه اللغة.

o dili ne kadar iyi anladığın

‫جعلتني أدرك‬ ‫مدى قيمة الأماكن البرية.‬

Vahşi doğanın ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağladı.

عندها ترى مدى خطورة كوفيد-19

Ve sonra Covid-19'un ne denli tehlikeli olabileceğini görürsünüz.

"إلى أي مدى يمكن أن الداخلية

'Ne kadar iç kısımda bir

استخدمت استبياناً قياسياً لتقييم مدى فاعلية الفِرق

Takım verimliliğini değerlendirmek için standart takım anket ölçeği kullandım

على مدى آلاف السنين التي تطورنا فيها،

Böylece evrimleştiğimiz bin yıl boyunca

ولكن الحق في عدم الاستعباد مدى الحياة

sevdiklerinin ellerinden alınıp satılmamasını

‫لست واثقاً من مدى سهولة‬ ‫التسلق خارجاً.‬

Geri tırmanmanın, o kadar da kolay olacağını sanmıyorum.

وبنبرة صوت تقول: "أعلم مدى سوء هذا."

"Bunun ne kadar berbat olduğunu anlıyorum." diyen bir tonla iletti.

وسترون مدى قوة الضوء في اختراق الجلد.

ışık deriye nufüz edecek kadar güçlü.

كما طلبنا منهم تقييم مدى ثقتهم بالإجابات.

Ayrıca verdikleri cevaplardan ne kadar emin olduklarını da sorduk.

عندما اكتشفت أثناء أبحاثي مدى هشاشة النظام

sistemin ne kadar bozuk olduğunu ve kritik kararlar için ne kadar az veri

‫لذا، على مدى ملايين السنين، اضطرّت إلى...‬

O yüzden, milyonlarca yıl boyunca

‫لتدرك مدى ضعف حياة هذه الحيوانات البرية.‬

Bu vahşi hayvanların hayatlarının ne kadar hassas olduğunu fark ediyorsun.

للكشف عن مدى قرب الكويكبات من الأرض.

asteroitlerin Dünya'ya ne kadar yakın olduğunu tespit etmek için.

برأيك، كم سيكون مدى خطورة هذه المهمة؟

Bu görevin ne kadar tehlikeli olacağını düşünüyorsun?

هل لديك فكرة عن مدى إحراجك لي؟

Beni ne kadar utandırdığını biliyor musun?

ولأقدم لكم مثالاً عن مدى سرعة انتقال الضوء،

Işığın ne kadar hızlı haraket ettiğine bir örnek vermek için,

إنها فقط مسألة إلى أي مدى نستطيع التقدم.

Bu sadece bizim ne kadar ilerleme kaydedebileceğimizle alakalı.

لذا نرى هنا على مدى 50 سنة الماضية،

Burada görüyoruz ki son 50 yılda

أردنا معرفة لأي مدى يمكن أن نكون جيدين.

Başarabileceklerimizi görmek istedik.

ما يهم حقاً هو مدى البراعة الذي لديك.

Gerçekten önemli olan ne kadar iyi olabileceğin.

من غير المعروف إلى أي مدى سيذهب الآن

nereye kadar gittiği bilinemiyor şu an

مدى ضآلة العدد كان في الواقع بمثابة صدمة كبيرة.

Bu sayının çok küçük olması aslında büyük sürpriz.

على مدى الأسبوعين التاليين، كان الحصار المسيحي لنيكوبوليس مستمرًا.

Önümüzdeki iki hafta boyunca, Hıristiyanların Nigbol kuşatması devam etti.

ليس لديه أي فكرة عن مدى أهمية هذا الاجتماع.

Onun, bu toplantının ne kadar önemli olduğu hakkında bir fikri yok.

وسنعاني من نقص حوالي 125,000 ممرضة على مدى السنوات القادمة.

Önümüzdeki yıllar için 125.000 hemşire açığı var.

إلى أي مدى؟ ماذا يحدث عندما تنتهي الإمدادات في المنزل؟

Peki nereye kadar? Evdeki erzak bitince ne olacak?

بناءً على مدى قربها بشكل وثيق في البيئة الصغيرة للورم.

ve hareketlerini koordine edebilme kabiliyetleri olduğu hipotezini kurdum.

‫وفي الواقع، تدرك مدى ضعف حياتنا جميعًا‬ ‫على هذا الكوكب.‬

Ve bu gezegende hepimizin hayatının ne kadar hassas olduğunu.

و فهم هذا الاختلاف، حاسم في فهم مدى خطورته الفعلية

Ve nasıl olduğunu anlamak, ne kadar tehlikeli olduğunu anlamak için önemli.

ترون، يرغب طلابنا بالفعل في أن نعرف مدى التعقيدات في حياتهم.

Görüyorsunuz, öğrencilerimiz hayatlarının karmaşıklıklarını bilmenizi istiyor.

‫ما مدى سوء توزيع الترياق،‬ ‫كيف أن الترياق ليس مكتمل الفعالية.‬

panzehirlerin dağıtımının kötü olması ve panzehir etkisinin tutarsız olmasının

لقد شهدنا على مدى القرن الماضي العديد من الاختراعات المثيرة للاهتمام.

Geçtiğimiz yüzyılda pek çok ilginç yenilik gördük.

على مدى 40 يومًا من موسم السفر المتعلق بالسنة الصينية الجديدة،

40 günü aşkın bir seyahat dönemi bulunan Çin yeni yılında,

على مدى السنوات العشر القادمة سيكون الساحل القرطاجي الأيبيري غير محمي

Gelecek on yılda Kartacalıların Iberya kıyıları savunmasız kalacaktı.

ما مدى حسن أداء الصلاة عن طريق كسر قلوب ملايين الناس؟

milyonlarca insanın kalbini kırarak kılınan namaz bir Müslümana ne kadar yakışırdı ki?

‫إنه أشبه بدماغ عملاق تحت الماء‬ ‫يعمل على مدى ملايين السنين.‬

Milyonlarca yıldır çalışan dev bir su altı beyni gibi.

في بعض الحالات، يقود الدين الكثير من الأفارقة إلى مدى غير عادي:

Bazı durumlarda din birçok Afrikalıyı aşırı uç seviyeye sürükler:

ولكن أنا لا أعرف حتى الآن كيف يتطور هذا على مدى العمر.

Fakat yaşam boyu bu nasıl gelişiyor henüz bilmiyorum.

‫لا يمكنني أن أرى مدى عمقها.‬ ‫هذه هي خطورة هذا النوع من الأنفاق،‬

Ne kadar derin olduğunu bile göremiyorum. Bu tür tünellerin tehlikeli yanı budur.

ولكن دعونا نتوقف لحظة للنظر في مدى صعوبة إعداد كمين في بحيرة تراسيمين

Ancak önce biraz zaman ayırıp Trasemine Göl'ünde bir pusu kurmanın ne kadar zor olduğunu düşünelim.

والحقيقة هي أنه بغض النظر عن مدى المهارة التي قد تكون لديكم في النظر،

Bakmak ile ilgili ne kadar becerikli görünseniz de

- سامي في السّجن مدى الحياة.
- سامي يقضي حكما بالمؤبّد.
- سامي يقضي حكما بالسّجن المؤبّد.

Sami hayattan uzaktadır.