Examples of using "اتّصل" in a sentence and their turkish translations:
Sami aradı.
Fadıl kiminle iletişime geçti?
Devam edin ve polisi arayın.
- İtfaiyecileri çağır.
- İtfaiyecileri çağırın.
- İtfaiyecileri ara.
- İtfaiyecileri arayın.
Sami, Leyla'ya telefon etti.
Sami polisi aradı.
Sami beni aradı.
Sami annemi aradı.
Sami onu alması için bir arkadaşını aradı.
Hemen bir doktor çağır.
Sami çaresizce polisi aradı.
- Sami bina güvenliğini aradı.
- Sami bina güvenliğini çağırdı.
Tom'u aramalıyım.
Fadıl, polisi çağıran kişidir.
- Polis çağır!
- Polisi çağır!
- Polisi arayın!
- Polisi ara!
Fadıl yardım için polis çağırdı.
Fadıl, Leyla'nın hücresini aradı.
- Sami şehirdeki her lokantayı aradı.
- Sami kentteki her lokantayı aradı.
Fadıl polisi aradı ve kayıp çocuğunu bildirdi.
Fadıl, Dania'yı tanıdı ve polisi aradı.
Sami restoranını aradı ve bir yemek siparişi verdi.
Sami gelip alması için Leyla'yı aradı.
Sami bir ambulans çağıracak kadar endişeliydi.
Tom'u bulur bulmaz beni ara.