Examples of using "الحال" in a sentence and their turkish translations:
Ve tabii ki yaptılar.
Durum budur.
Derhal dur.
Tabii ki, bu saçmalık.
İşte gerçekten durum böyle
Hemen bir doktor çağır.
(Beatbox yapıyor) Hey, naber millet?
Yarısı hemen gülmeye başladı,
Tabii ki güç tatlıydı.
e tabi haliyle büyük bütçeli oluyor
Tabii ki siyasi muhalifler bana güldüler.
tıpkı yeni Elazığ'da olduğu gibi
Şu anda Apple'da da olduğu gibi
Hemen yola koyulsan iyi olur.
- Tom'a bir kamyon çarpmış ve oracıkta can vermiş.
- Tom'a bir kamyon çarptı ve olay yerinde hayatını kaybetti.
kronik hastalık olarak tedavi etseydik - ki öyledir -
Ama durum, her zaman böyle değildi
Doğru olduğu gibi babam Philip ile başlayacağım.
Kampüste de işler o kadar iyi değildi.
Suda doğal bir şekilde daha rahat hissetmeye başlıyorsun.
Bana hemen şimdi 500 dolar vermelisin.
Bu büyük bir değişiklik. Diğer aileler için de öyle.
Derhal oraya gitmesini önerdim.
Derhal başlamalısın.
Kesinlikle daha fazla enerjiye ihtiyacım olduğunu hissediyorum.
Ve tabii ki evet dedim çünkü demek istediğim Costa Rica çok güzel.
Eski Roma'da da böyledir aslında
ve mitingde de binlerce kişi toplanıyor, burada olduğu gibi.
Burada ne söyleneceğini gerçekten bilmiyorum.
Ancak sigara ve akciğer kanseri de aynı ilişkilendirmeye konu,
ve kumar gibi risk alma davranışlarına ölçüt oluşturabilecek
Ve Tom bu sesi çıkardığında böyle gözüküyor.
ve anne karnındaki gibi cenin pozisyonu almalıyız
Elbette, cumaları ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.
yükseklik altmış altı metreye ulaşırsa durum nasıl olur
Elbette, ortak insanlığımızı tanıma sadece bizim görevin başlangıcıdır.
Derhal aile doktorunla görüşmeye gitmelisin.
Birçok çift boşanma ile biter.