Examples of using "أسعار" in a sentence and their turkish translations:
karşı çıkmak için hasta savunucularıyla çalıştı.
Stok geçen temmuz ayında yüksek noktaya ulaştı.
Satış fiyatlarının kırmızı mürekkeple yazılmasına dikkat ediyorum.
Benzin fiyatları şu ya da bu şekilde hepimizi etkiler.
Bu sırada bu ilaçların fiyatları 2012'den beri %68 artarak
Bu durum, petrol fiyatlarının düşmesi durumunda, tüm bu programların sürdürülememesi demekti