Translation of "Yaşayacak" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Yaşayacak" in a sentence and their spanish translations:

Tom yaşayacak.

Tom vivirá.

O yaşayacak mı?

¿Acaso vivirá?

Rusya Federasyonu yaşayacak.

La Federación Rusa vivirá.

Yaşayacak evim yok.

No tengo un hogar en donde vivir.

Sonsuza dek kalbimizde yaşayacak.

Siempre vivirá en nuestros corazones.

Yaşayacak bir yer buldum.

Encontré un lugar para vivir.

Öyle içmeyi sürdürürse, sorun yaşayacak.

Si le sigue dando así a la bebida, va a tener problemas.

Tom'un yaşayacak kendi hayatı var.

Tom tiene su propia vida que vivir.

O her zaman kalplerimizde yaşayacak.

- Siempre vivirá en nuestros corazones.
- Ella vivirá para siempre en nuestros corazones.

Onların yaşayacak hiç evi yok.

No tienen una casa en la que vivir.

O her zaman anılarımızda yaşayacak.

Él vivirá por siempre en nuestros recuerdos.

Gelecek yıl Sasayama'da yaşayacak mısın?

¿Vivirás en Sasayama en año que viene?

Yaşayacak bir yere ihtiyacım var.

Necesito un lugar para vivir.

Tom'un yaşayacak bir yeri olduğunu düşündüm.

Pensé que Tom tenía un lugar donde vivir.

O sonsuza kadar bizim anılarımızda yaşayacak.

Ella vivirá por siempre en nuestros recuerdos.

Tom'un içinde yaşayacak bir evi yok.

Tom no tiene una casa en la que vivir.

Önünde hala yaşayacak bütün bir hayat var.

Sin embargo todavía tienes toda una vida por delante.

O tek başına yaşayacak kadar oldun değil.

Él no es lo suficiente mayor para vivir solo.

Anna'nın kaderini yaşayacak sıradaki kişi hangimiz olacak bilemeyiz.

no sabemos cuál de nosotros será el próximo en sufrir el destino de Anna.

Başkan Kennedy öldürüldü ama onun efsanesi sonsuza kadar yaşayacak.

El presidente Kennedy fue asesinado, pero su leyenda perdurará para siempre.

- O yalnız yaşamak için yeterince yaşlı değil.
- Tek başına yaşayacak kadar büyük değil.

Él no es lo suficiente mayor para vivir solo.

Güzel kadınlar genç ölür- ya da öylesine demişler. Eğer öyleyse benim karım uzun bir hayat yaşayacak.

Las mujeres hermosas mueren jóvenes (o eso dice el dicho). En ese caso, mi mujer va a vivir una larga vida.