Translation of "Rusya" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Rusya" in a sentence and their spanish translations:

Rusya, 1812.

Rusia, 1812.

Rusya uyandı.

Rusia ha despertado.

Rusya büyüktür.

Rusia es grande.

Rusya Plüton'dan büyüktür.

Rusia es más grande que Plutón.

Rusya Federasyonu yaşayacak.

La Federación Rusa vivirá.

Fransa, Rusya ile savaştaydı.

- Francia estaba en guerra con Rusia.
- Francia estuvo en guerra con Rusia.

- Rusya büyük finansal zorluklarla karşılaşıyor.
- Rusya büyük finansal zorluklarla karşı karşıyadır.

Rusia está enfrentando una gran dificultad financiera.

Rusya çok büyük bir ülkedir.

Rusia es un país muy grande.

Rusya, dünyanın en büyük ülkesidir.

Rusia es el país más grande del mundo.

Rusya Amerika'dan buğday ithal etti.

Rusia importaba trigo de los Estados Unidos.

En büyük kısmı Rusya ele geçirmiştir.

fue dividida en una serie de particiones, con Rusia tomando la mayor parte.

Rusya, ulusal marşını çok sık değiştirmemeli.

Rusia no debería cambiar su himno nacional tan seguido.

Rusya her iki talebi de reddetti.

Rusia rechazó ambas demandas.

ABD ve Rusya arasındaki gerginlikler yükselişte.

Las tensiones entre EEUU y Rusia van en aumento.

ABD ve Rusya arasındaki gerginlikler büyüyor.

Las tensiones entre Estados Unidos y Rusia van creciendo.

- Rusya; Avrupa'nın mı, Asya'nın mı bir parçasıdır?
- Rusya Avrupa'nın mı yoksa Asya'nın mı bir parçasıdır?

¿Rusia es parte de Europa o de Asia?

Rusya ve özellike de Amerika Birleşik Devletleri,

Rusia, y especialmente los Estados Unidos,

Bu; ABD, Rusya, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa

Eso es más grande que las poblaciones de EE.UU., Rusia,

Rusya ve Almanya'daki kendi kampanyaları için giderek

para sus propias campañas en Rusia y Alemania.

Rusya Almanya ile kendi barış antlaşması imzaladı.

Rusia firmó su propio tratado de paz con Alemania.

Rusya, Avrupa'nın parçası olsun istiyor. Ta Vladivostok'a kadar.

Que Rusia forma parte de Europa, hasta Vladivostok.

Rusya ve Akdeniz'in derinliklerinde dolaştılar, hatta Miklagard dedikleri

Se adentraron en Rusia y el Mediterráneo, atreviéndose incluso a atacar lo que llamaron Miklagard,

Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.

Rusia es un acertijo envuelto en un misterio dentro de un enigma.

Hâlâ Rusya ve Çin ile sıkı maddi bağlantılara sahip.

todavía tienen lazos financieros estrechos con Rusia y China.

Bu, ABD ve Rusya arasındaki soğuk Bering Denizi derinlerinde

Se trata de un pequeño grupo de islas en lo profundo del frío mar de Bering,

Rusya avrupalı güçlerin İhtilal Fransasına karşı oluşturduğu koalisyona katılmıştır.

Rusia se unió a la coalición de poderes Europeos luchando contra la Francia Revolucionaria.

Savaş Rusya için savaş Narva Yenigisi ile kötü başladı.

La guerra comenzó mal para Rusia, con la desastrosa derrota ante Carlos XII de Suecia en Narva.

Rusya, yüzde üç virgül altmış yedi ile Japonya, yüzde iki virgül

un tres coma sesenta y siete por ciento, Alemania con un dos punto

Rusya, dünyadaki en büyük devlettir ve Vatikan dünyadaki en küçük devlettir.

Rusia es el estado más grande del mundo y El Vaticano es el estado más pequeño del mundo.

Beyaz Rusya Devlet Başkanı Alexander Lukaşenko, Alexei Dudarev'i doğum günü için kutladı.

El presidente bielorruso Alexander Lukashenko felicitó a Alexei Dudarev en su cumpleaños.

Amerika,Çin ve Rusya gibi büyük devletlerin 1 metre toprak için savaş vermesine rağmen

Aunque los principales estados como Estados Unidos, China y Rusia lucharon por 1 metro de tierra

Mantık ve sağduyu Rusya, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletlerinin birlikte hareket etmesini öneriyor.

La lógica y el sentido común sugieren que Rusia, la Unión Europea y los Estados Unidos deberían actuar juntos.