Translation of "Yılın" in Spanish

0.015 sec.

Examples of using "Yılın" in a sentence and their spanish translations:

Bu, yılın sonu.

- Es fin de año.
- Es el final del año.

Aralık yılın son ayıdır.

Diciembre es el último mes del año.

Yılın sonunda Japonya'dan ayrıldı.

Se fue de Japón a fin de año.

Yılın ilk ayı ocaktır.

El primer mes del año es enero.

Ocak yılın birinci ayıdır.

Enero es el primer mes del año.

Yılın bu zamanını seviyorum.

Me encanta esta temporada del año.

Üç yıldır yılın çalışanıydım.

Fui empleado del año durante 3 años.

Yeni yılın kutlu olsun!

¡Feliz Año Nuevo!

Mart yılın üçüncü ayıdır.

Marzo es el tercer mes del año.

Yılın ilk günü nedir?

¿Cuál es el primer día del año?

Yılın bu zamanı... ...somonla beslenir.

En esta época del año, ella depende del salmón.

Köprü bu yılın sonunda tamamlanacak.

El puente estará terminado para el final de este año.

Bu, yılın en iyi mevsimi.

Es la mejor estación del año.

Yılın ilk mevsimi ilk bahardır.

La primera estación del año es la primavera.

Yılın bu zamanı hava sıcaktır.

Hace calor para esta época del año.

Yılın bu zamanında hava değişkendir.

El clima es incierto en esta época del año.

Bu, yılın en iyi filmi.

Es la mejor cinta del año.

Yaz yılın en sıcak mevsimidir.

El verano es la estación más calurosa del año.

Bu araba "yılın otomobili" seçildi.

Este coche fue seleccionado el "coche del año".

Yılın en sevdiğin mevsimi nedir?

¿Cuál es tu estación del año preferida?

Noel, yılın harika bir zamanıdır.

La Navidad es un tiempo estupendo del año.

Bence sonbahar yılın en güzel mevsimi.

Yo creo que el otoño es la temporada más hermosa del año.

Yılın sonuna kadar ehliyetimi edinmiş olacağım.

Yo habré obtenido una licencia de conducir para el final del año.

Yılın sekizinci ayı temmuz, değil mi?

El octavo mes del año es julio, ¿no es así?

Gelecek yılın daha iyi olacağını umalım.

Esperemos que el próximo año sea mejor.

Yılın bu zamanında burada hava soğur.

Hace frío aquí a estas alturas del año.

Bugün, bu yılın en sıcak günüdür.

Hoy es el día más caluroso del año.

Noel, yılın en yoğun olduğu zamanımızdır.

La Navidad es nuestro período del año más ajetreado.

Yeni yılın girmesine 5 dakika kaldı.

Faltan cinco minutos para el año nuevo.

- Geçen yılın Miss Universe birincisi çok uzun.
- Geçen yılın Kâinat Güzeli çok uzun boylu.

La ganadora de Miss Universo del año pasado es muy alta.

Yılın bu zamanında genelde çam iğnesiyle beslenirler.

En esta época del año, suelen alimentarse de agujas de pino.

Ama yılın bu vakti... ...geceyle yüzleşmek zorundalar.

Pero, en esta época del año, deben enfrentar la noche.

Yılın bu zamanında bir sürü karımız var.

Tenemos mucha nieve en esta época del año.

Yılın sonundan önce sadece birkaç gün var.

Quedan sólo unos cuantos días antes del fin de año.

Bu yılın sonunda bir ekonomik kriz olacak.

Habrá una crisis económica a finales de este año.

Tüm Yeni Yılın kartlarını şimdiden yazdın mı?

¿Ya escribiste todas las tarjetas de Año Nuevo?

Yılın bu zamanında çığlara dikkat etmek zorundasın.

Tienes que tener cuidado con las avalanchas en esta época del año.

Yılın bu döneminde bile burada şartlar çok çetindir.

Aquí la vida es dura.

Yılın dört mevsimi ilkbahar, yaz, sonbahar ve kıştır.

Las cuatro estaciones del año son primavera, verano, otoño e invierno.

Ocak ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre % 20 yukarıdaydı.

Las exportaciones en enero aumentaron un 20% respecto al mismo periodo del año pasado.

Yılın bu zamanında ne Roma'ya girebilirsin ne de terk edebilirsin.

En esta época del año no puedes entrar ni salir de Roma.

Ve on yılın sonundan önce aya bir astronot indirmeleri mümkün görünüyordu .

llevar a un astronauta a la luna antes de que finalizara la década.

On yılın sonunda Ay'a bir astronot indirmek için muazzam bir baskı altında, NASA

Bajo una enorme presión para que un astronauta aterrizara en la Luna a finales de la década, la NASA

Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık yılın on iki ayıdır.

Enero, febrero, marzo, abril, mayo, junio, julio, agosto, septiembre, octubre, noviembre y diciembre son los doce meses del año.

- Bir yıl on iki aya sahiptir.
- Bir yılda on iki ay vardır.
- Bir yılın on iki ayı vardır.

Un año tiene doce meses.

Bahar temizliğini tamamlamak senin bütün baharını ve yazın bir kısmını alıyorsa, yılın geri kalanında yanlış bir şey yaptın.

Si la limpieza de la primavera te toma toda la primavera y parte del verano, hiciste algo mal el resto del año.

Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.

Esta es una época del año en la que la gente se reúne con familiares y amigos para observar la Pascua y celebrar la Pascua.

Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.

Los avances en la ciencia, la tecnología y otras áreas de la sociedad, en los últimos 100 años, aportaron a la calidad de vida tanto ventajas como desventajas.