Translation of "Treni" in Spanish

0.013 sec.

Examples of using "Treni" in a sentence and their spanish translations:

Treni kaçırdım.

Perdí el tren.

Treni kaçıracaksın.

- Vas a perder el tren.
- Perderás el tren.
- Se te escapará el tren.
- Perderá el tren.

Treni kaçıracağım.

Perderé el tren.

Treni bekliyorum.

Estoy esperando el tren.

- Az daha treni kaçırıyordum.
- Neredeyse treni kaçırıyordum.

Casi perdí el tren.

- Neredeyse treni kaçırıyorduk.
- Biz neredeyse treni kaçırıyorduk.

Casi perdimos el tren.

Onlar treni kaçırdılar.

Perdieron el tren.

İlk treni yakalamalıyım.

Debo tomar el primer tren.

Son treni kaçırdın.

Perdiste el último tren.

Son treni kaçırdılar.

Ellos perdieron el último tren.

Treni kaçırmış olmalı.

Él posiblemente haya perdido el tren.

Son treni kaçırdım.

Perdí el último tren.

Treni kaçırmaktan korkuyoruz.

Tenemos miedo de perder el tren.

Fırtına, treni durdurdu.

La tormenta paró el tren.

- Acele etmezsen treni kaçırırsın.
- Acele etmezsen, treni kaçıracaksın.

Si no te das prisa perderás el tren.

Acele etmezsen, treni kaçırırsın.

Perderás el tren si no te das prisa.

Hızlı koşarsan treni yakalayabilirsin.

Si corres rápido puedes alcanzar el tren.

Treni kaçırırsak, otobüsle gideriz.

Si perdemos el tren, iremos en autobús.

Son treni kaçırmış olabilir.

Puede que él haya perdido el último tren.

Belki de treni kaçırdı.

Puede que haya perdido el tren.

O son treni kaçırdı.

- Él perdió el último tren.
- Perdió el último tren.

Treni kaçırırsam, otobüse bineceğim.

Si pierdo el tren, tomaré el bus.

Biz son treni kaçırdık.

Perdimos el último tren.

Son treni yakalamayı başardım.

He conseguido coger el último tren.

Tom'un treni henüz gelmedi.

El tren de Tom aún no ha llegado.

New York treni budur.

Éste es el tren con destino a Nueva York.

9.35 treni Bambury'de durur.

El tren de las 9:35 para en Bambury.

Tom son treni kaçırdı.

Tom perdió el último tren.

Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.

Date prisa o perderás el tren.

Acele et, ve treni yakalayabileceksin.

Apúrate, y podrás alcanzar el tren.

Birmingham treni 3. platformdan kalkar.

El tren hacia Birmingham sale del andén 3.

Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.

El accidente de tráfico me impidió alcanzar el tren.

Trafik kazasından dolayı treni kaçırdı.

Perdió el tren debido al accidente de tráfico.

O, bir dakikayla treni kaçırdı.

Él perdió el tren por un minuto.

Her zamanki treni kaçırmış olmalı.

Él debe haber perdido su tren habitual.

Treni kaçırmamak için acele etti.

- Él se apresuró para no perder el tren.
- Él se dio prisa para no perder el tren.

Tom treni yakalamak için koştu.

Tom corrió a alcanzar el tren.

Jiro treni kaçırmış gibi görünüyor.

- Parece que Jiro ha perdido el tren.
- Parece que Jiro perdió el tren.

Bir dakika ile treni kaçırdım.

Se me pasó el tren por un minuto.

Treni kaçırmamak için acele ettim.

Me apuré para no perder el tren.

Çabuk ol, yoksa treni kaçıracağız.

- Date prisa, o si no, perdemos el tren.
- ¡Date prisa, qué perdemos el tren!

Acele et yoksa treni kaçırırsın.

- Apúrate, o perderás el tren.
- Date prisa o perderás el tren.

Tom kıl payı treni kaçırdı.

Tom se acaba de perder su tren.

Acele et yoksa treni kaçıracağız!

¡Dese prisa que perdemos el tren!

Bu, dünyanın en hızlı treni.

Ese es el tren más rápido del mundo.

Çabuk ol yoksa treni kaçıracaksın.

Apresúrate o te vas a perder el tren.

İki dakika ile treni kaçırdım.

- Se me pasó el tren por dos minutos.
- Perdí el tren por dos minutos.

- Treni bekliyorum.
- Bir tren bekliyorum.

- Estoy esperando el tren.
- Estoy esperando un tren.

Geçen Cuma son treni kaçırdım.

Perdí el último tren el viernes pasado.

Acele et, ve treni yakalayacaksınız.

Apresúrate y alcanzarás el tren.

İstasyona vardığımda, benim treni gitmiş buldum.

Llegando a la estación, encontré a mi tren que se había marchado.

İlk treni yakalayabilmek için çabucak yürüdüm.

Caminé muy deprisa para intentar coger el primer tren.

Tom'un treni beş dakika önce ayrıldı.

El tren de Tom salió hace cinco minutos.

İlk treni yakalamak için acele ettim.

Me apuré para alcanzar el primer tren.

Çok geç geldim ve treni kaçırdım.

Llegué demasiado tarde y perdí el tren.

En son ne zaman treni kaçırdın?

¿Cuándo fue la última vez que te perdiste el tren?

Yoğun kar treni birkaç saat geciktirdi.

La fuerte nevada retrasó al tren durante varias horas.

Treni kaçırmayayım diye evden erken çıktım.

Salí de casa pronto para no perder el tren.

Bu sabah genellikle bindiğim treni kaçırdım.

Esta mañana he perdido el tren que suelo coger.

Geç uyudum ve ilk treni kaçırdım.

Me quedé dormido y me perdí el primer tren.

Dün, o, Sapparo'ya giden treni kaçırdı.

Ayer él perdió el tren a Sapporo.

Daha hızlı koş yoksa treni kaçıracaksın.

Corre más rápido, de lo contrario vas a perder el tren.

O, treni yakalamak için yeterince şanslıydı.

Fue lo bastante afortunado como para coger el tren.

Çabuk olun yoksa son treni kaçırırsınız.

- Apúrate, o perderás el último tren.
- Date prisa o perderás el último tren.

Treni yakalamak için erkenden ayrılmak zorundayım.

Tengo que salir temprano para tomar el tren.

Acele et yoksa son treni kaçıracaksın.

Date prisa o perderás el último tren.

Treni kaçırmama umuduyla var gücüyle koştu.

Corrió tan rápido como pudo con la esperanza de no perder el tren.

Kardeşim geç kalktığı için treni kaçırdı.

Mi hermano perdió el tren porque se levantó demasiado tarde.

Son treni kaçırdığımızı farz et, ne yapmalıyız?

Imagina que perdemos el último tren, ¿qué deberíamos hacer?

Acele etsen iyi olur, yoksa treni kaçıracaksın.

Mejor apresúrate, o te vas a perder el tren.

John son treni yakalamak için istasyona koştu.

John corrió a la estación para alcanzar el último tren.

İlk treni yakalamak için yeterince erken kalktım.

Me levanté lo bastante temprano como para coger el primer tren.

Bill ilk treni yakalamak için erken kalktı.

- Bill se levantó temprano para coger el primer tren.
- Bill se levantó temprano para tomar el primer tren.

Bill ilk treni yakalayabilsin diye erkenden kalktı.

Guillermo se levantó temprano para coger el primer tren.

Ben sadece birkaç dakika ile treni kaçırdım.

Perdí el tren por sólo unos minutos.

Treni yakalamak için koşabildiğim kadar hızlı koştum.

Corrí a toda velocidad para llegar a tiempo al tren.

Ben ilk treni yakalamak için erken kalktım.

- Me levanté temprano para coger el primer tren de la mañana.
- Me levanté temprano para tomar el primer tren.

Onun Kyoto'ya giden treni ne zaman gelecek?

¿Cuándo llegará su tren a Kioto?

Ben biraz daha erken çıksaydım, son treni yakalardım.

Si me hubiera ido un poquito antes hubiera pescado el último tren.

Bill çok erken kalktı ve ilk treni yakaladı.

Bill se levantó tan temprano, que cogió el primer tren.

Ben treni yakalamak için gerçekten koşmak zorunda kaldım.

Tuve que echar una buena carrera para coger el tren.

Tom bir treni kullanmak için yeterli deneyime sahip değildir.

Tom no tiene la suficiente experiencia como para operar un tren.

Ben ilk treni yakalamak için normalden daha erken kalktım.

Me levanté más pronto de lo normal para coger el primer tren.

Tom treni kaçırmayacağını umarak elinden geldiği kadar hızlı koştu.

Tom corrió tan rápido como pudo esperando no perder el tren.

Tom istasyona çok geç geldi bu yüzden treni kaçırdı.

Tom llegó demasiado tarde a la estación, así que se le fue el tren.

Bob son treni kaçırdı ve bir taksiye binmek zorunda kaldı.

Bob perdió el último tren y tuvo que tomar un taxi.

Tom son treni kaçırdı ve geceyi bir internet kafede geçirdi.

Tom dejó pasar el último tren y pasó la noche en un cibercafé.

Ben ilk treni yakalayabilmek amacıyla her zamankinden daha erken kalktım.

- Me levanté antes de lo habitual para poder coger el primer tren.
- Me levanté más pronto de lo normal para coger el primer tren.

Son treni kaçırdım, bu yüzden eve kadar bütün yolu yürümek zorunda kaldım.

Perdí el último tren, así que tuve que volver a casa andando.

Treni kaçırdığım için, bir sonraki tren için yaklaşık bir saat beklemek zorunda kaldım.

Como perdí el tren, tuve que esperar alrededor de una hora para el próximo.