Translation of "Tarihi" in Spanish

0.018 sec.

Examples of using "Tarihi" in a sentence and their spanish translations:

- Ben tarihi severim.
- Tarihi severim.

Me gusta la historia.

Bugünün tarihi nedir?

- ¿A qué estamos hoy?
- ¿Qué día es hoy?
- ¿Qué fecha es hoy?

Sanat tarihi okuyorum.

Estudio historia del arte.

Japon tarihi çalışıyorum.

Estudio la historia japonesa.

Gelecek tarihi anlaşıldığı gibi.

Una historia futura no es más que lo que sugieren esas palabras:

Cerrahinin tarihi günümüz cerrahlarına

La historia de la cirugía está llena de avances

tarihi dokunun korunması için

textura histórica a preservar

Çin tarihi öğrenimi yapıyorsun.

Estudias historia de China.

Roma'nın tarihi çok ilginç.

La historia de Roma es muy interesante.

Tarihi yazmayı unuttum mu?

¿Olvidé escribir la fecha?

Coğrafya ve tarihi severim.

Me gustan la geografía y la historia.

Bu tarihi bir an.

Este es un momento histórico.

Bu tarihi bir şehir.

Esta es una ciudad histórica.

Gözde tarihi filmin nedir?

¿Cuál es tu película clásica favorita?

Gözde tarihi kişin kim?

¿Cuál es tu personaje histórico favorito?

Asya tarihi ile ilgileniyorum.

Me interesa la historia de Asia.

- O, Amerikan Tarihi eğitimini yapıyor.
- O, Amerikan Tarihi Bölümünü okuyor.

- Él estudia la historia de América.
- Él estudia la historia de Estados Unidos.

- Yeme onu, tarihi geçmiş.
- Onu yeme, son kullanma tarihi geçmiş.

- No te comas eso, está caducado.
- No te comas eso, está vencido.

tarihi kişilik, Leon Spinks'e karşı.

aquella contra Leon Spinks.

Son 200 yıllık dünya tarihi

Entonces, los últimos 200 años de la historia mundial

önemli bir tarihi sapma olmuştur.

han sido una gran aberración histórica.

Bronx Özgürlük Fonu tarihi boyunca

Y en toda la historia del Bronx Freedom Fund,

Çin'in tarihi Japonya'nınkinden daha eskidir.

La historia de la China es más antigua que la de Japón.

County Meath, İrlanda'nın tarihi başkentidir.

¡Condado de Meath es la capital histórica de Irlanda!

MSN sohbetlerimizin tarihi kayıtları neredeler?

¿Dónde está el historial de nuestras conversaciones en MSN?

O, coğrafyayı ve tarihi sever.

Le gusta la geografía y la historia.

Ülkemizin şanlı bir tarihi var.

Nuestro país tiene una historia gloriosa.

Ülkenin tarihi yerlerini ziyaret ettik.

Visitamos los lugares históricos del país.

Bay Smith Çin tarihi okudu.

El señor Smith estudia historia china.

Ben coğrafya ve tarihi seviyorum.

Me gustan la geografía y la historia.

Tom Fransız tarihi ile ilgileniyor.

A Tom le interesa la historia de Francia.

Bu milletin tarihi şiddet üzerine yazıldı.

La historia de esta nación tiene por base la violencia.

Profesör, Fransa tarihi üzerine konferans verdi.

El profesor disertó sobre historia francesa.

Roma tarihi ile ilgili kitaplar arıyorum.

Estoy buscando libros acerca de la historia romana.

O, İngiltere tarihi ile iyi tanınmıştır.

Él conoce bien la historia de Inglaterra.

Amerikan tarihi hakkında bir kitap okuyorum.

Estoy leyendo un libro acerca de la historia americana.

MSN' deki sohbetlerimizin tarihi kayıtları neredeler?

¿Dónde está el historial de nuestras conversaciones en MSN?

Bay Smith Çin tarihi eğitimi aldı.

El señor Smith estudia historia china.

Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03

Última fecha en que esta página fue actualizada: 2010-11-03.

Bu kılıcın tuhaf bir tarihi var.

Esta espada tiene una historia extraña.

Biz tarihi ilgi yerlerini ziyaret ettik.

Visitamos lugares de interés histórico.

Japon tarihi üzerine kitaplar okumak istiyorum.

Quisiera leer libros sobre la historia japonesa.

Çoğu kişi Göbekli Tepe'nin tarihi değiştirdiğini söylüyor.

Muchos dicen que Göbekli Tepe está cambiando la historia.

Her şeyin bir son kullanma tarihi var,

Todo tiene fecha de vencimiento,

Ve arkasından o tarihi eserler Türkiye'ye getirildi

Y detrás de eso, los artefactos históricos fueron traídos a Turquía

Insanlık tarihi bu olayla yeniden yazılmaya başlandı

la historia humana comenzó a reescribirse con este evento

Fransız Devrimi en tartışmalı tarihi olaylardan biridir.

La Revolución Francesa es uno de los acontecimientos históricos más discutidos.

Pek çokları denese de kimse tarihi değiştiremez.

Nadie puede cambiar la historia, aunque muchos han tratado.

Tom Avustralya'nın tarihi hakkında bir kitap okuyor.

Tom está leyendo un libro sobre la historia de Australia.

O, madeni paraların tarihi hakkında kitap yayınladı.

Él publicó el libro sobre la historia de las monedas.

- Son teslim tarihi yaklaşıyor.
- Son tarih yaklaşıyor.

La fecha límite se acerca.

Son teslim tarihi pazartesi günü 2.30'dur.

El plazo acaba a las dos y media del lunes.

Tom Amerikan tarihi hakkında çok şey biliyor.

Tom sabe mucho sobre la historia de América.

Tarihi kenti çok sayıda insan ziyaret eder.

Un gran número de personas visitan la histórica ciudad.

"Burada, Missisippi'de tarihi yönden polis Klanlarla eş anlamlı.

"Aquí en Mississippi, la policía ha sido históricamente sinónimo de Klan.

Adalete doğru yönelen tarihi bir kavis de değil.

No es un misterioso arco de la historia que se inclina hacia la justicia.

tarihi aşamalarında görüyoruz ve hâlâ toplumumuza etki ediyor.

que han construido nuestra historia y aun infectan nuestra sociedad actual.

Bize tarihi hurafeler ve yalanlarla dolu bir şekilde

lleno de supersticiones históricas y mentiras

İşte bunun cevabı paradoksa dönüşür. Biz tarihi değiştiremeyiz.

Aquí está la respuesta a la paradoja. No podemos cambiar la historia.

- Bu tarihi bir an.
- Bu bir dönüm noktası.

Este es un momento histórico.

Demek ki tarihi eser kaçakçılığı bu yüzden çok önemliymiş

Es por eso que el contrabando de artefactos históricos es tan importante

Kullandığı yöntemden kaynaklı son kullanma tarihi çokta uzun olmadı

La fecha de vencimiento debido al método que utilizó no ha sido larga

, iklim değişikliğiyle mücadelede hala tarihi bir gün olmasına rağmen,

calentamiento global. Aunque el 12 de diciembre de 2000

Mezuniyetimden sonra, Çin tarihi okumak için Şangay'a gitmek istiyorum.

Después de graduarme quisiera ir a Shanghai para estudiar la historia de China.

Dil tarihi, gelenekleri ve onu konuşan insanların ruhunu yansıtır.

La lengua refleja la historia, las costumbres y el alma de las personas que la hablan.

Profesör Tom Shippey, Viking tarihi ve ortaçağ edebiyatı konusunda uzmandır.

El profesor Tom Shippey es un experto en historia vikinga y literatura medieval.

- Japonya'nın tarihini üniversitede okumak istiyorum.
- Üniversitede Japonya tarihi okumak istiyorum.

Quiero estudiar la historia de Japón en la universidad.

Kleopatra'nın burnu daha kısa olmuş olsaydı, dünya tarihi farklı olurdu.

Si la nariz de Cleopatra hubiera sido más pequeña, la historia del mundo habría sido diferente.

Nasıl oluyor da Japon tarihi hakkında o kadar çok şey biliyorsun?

¿Cómo es que sabes tanto sobre la historia de Japón?

Arkadaşım bana bu önümüzdeki pazartesi İspanyolca tarihi hakkında bir sergi açılacağını söyledi.

Mi amiga me dijo que el lunes que viene se inaugura una exposición sobre historia de España.

Japon kültürü ve tarihi ile kendimi yeniden tanıtmamın iyi bir fikir olacağını düşündüm.

Pensé que sería una buena idea familiarizarme nuevamente con la cultura y la historia japonesa.

Fakat bildiğimiz bir şey var o da insanlık tarihi hakkında çok az şey bildiğimizdir

pero una cosa que sabemos es que sabemos muy poco sobre la historia humana

Bu tarihi olaylar ile Ragnar'ın ölümünün destan hikayesi arasında herhangi bir bağlantı var mı?

¿Existe algún vínculo entre estos eventos históricos y la saga de la muerte de Ragnar?

- Tom sanat tarihi ile son derece ilgilenmeye başladı.
- Tom, sanat tarihiyle derinden ilgilenmeye başladı.

Tom se interesó profundamente en la historia del arte.

- Bu muhteşem katedral Orta Çağ'a dayanır.
- Bu görkemli katedral Ortaçağ'dan kalma.
- Bu görkemli katedralin yapılış tarihi, Orta Çağ'a kadar uzanıyor.

Esta magnífica catedral es de la Edad Media.