Translation of "Savaşın" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Savaşın" in a sentence and their spanish translations:

Savaşın felaketi unutulmamalı.

La tragedia de la guerra no debe ser olvidada.

Biz savaşın eşiğindeyiz.

Estamos al borde de la guerra.

1812 savaşın gidişatını gördü.

1812 había visto cambiar la marea de la guerra.

Savaşın bittiği yıl doğdum.

Nací el año en que terminó la guerra.

Savaşın uzun süreceğini düşünmüyordu.

No pensaba que la guerra fuera a durar mucho.

Bu senin savaşın değil.

Esta no es tu guerra.

Savaşın başlayacağına inanıyor musun?

¿Crees que comenzará la guerra?

Bu, savaşın olduğu yerdir.

Éste es el lugar donde tuvo lugar la batalla.

Savaşın bittiği yıl doğmuşum.

El año que terminó la guerra, yo nací.

İç savaşın askeri kahramanıydı.

Él fue el héroe militar de la Guerra Civil.

Savaşın bitmesinden birkaç ay sonra.

solo unos meses tras el final de la guerra,

, savaşın ilk büyük savaşını yaptı .

derrotando a una división prusiana comandada por el príncipe Luis Fernando.

Ben savaşın her türüne karşıyım.

- Me opongo a cualquier tipo de guerra.
- Estoy en contra de cualquier clase de guerra.

Tom savaşın çıkmasını önlemek zorundaydı.

Tomás debía impedir que estallara la guerra.

Başkan biz savaşın ortasındayız dedi.

"Estamos en medio de una guerra", dijo el presidente.

Lannes bile savaşın vahşeti ile sarsıldı

Incluso Lannes quedó conmovido por el salvajismo de la lucha y le

Kılıcını savurarak kendini savaşın derinliklerine attı

ambas manos.

Dışişleri Bakanı, savaşın kaçınılmaz olduğunu söyledi.

El Ministro de Asuntos Exteriores dijo que la guerra era inevitable.

Ya da savaşın şiddetinden ve soygunundan kaçıyordu.

o huían de la violencia y de la guerra.

Bir dizi olay savaşın başlamasına yol açtı.

Una cadena de eventos condujo al estallido de la guerra

Savaşın bir sonucu olarak, birçok kişi öldü.

Muchas personas murieron a consecuencia de la guerra.

Üç yıllık savaşın ardından barış geri döndü.

Ha vuelto la paz después de tres años de guerra.

Dördüncü Kolordu'nun saldırısı savaşın belirleyici darbesiydi, ancak başarısı

El ataque del Cuarto Cuerpo fue el golpe decisivo de la batalla, aunque su éxito se debe mucho

Ve savaşın sonunda, her şey bittiğinde, kralına katılmasına

Y al final de la batalla, cuando todo ha terminado, lamenta que no se le haya permitido

Bu insanlar savaşın bir iç savaş olduğunu söyledi.

Estas personas dijeron que la guerra era una guerra civil.

Pek çoğu başka bir iç savaşın başlamasından ​​korkuyordu.

Muchos temían el comienzo de otra guerra civil.

“Onu hâlâ, savaşın en sıcak olduğu noktada, erkeklerle konuşarak

“Aún puedo verlo, en el lugar donde la lucha fue más ardiente, hablando con los

İki gün sonra, Waterloo'da Napolyon, savaşın taktiksel idaresinin çoğunu

Dos días después, en Waterloo, Napoleón dejó gran parte del manejo táctico de la batalla

Ancak avantajını takip edemedi ve savaşın taktiksel idaresini başkalarına

Pero no pudo aprovechar su ventaja y dejó el manejo táctico de la batalla

Ona savaşın kaybolduğunu söylediler ve Karın - mümkünse oğlunun lehine.

Le dijeron que la guerra había terminado, y que debía abdicar, en favor de su hijo, si fuera posible.

Bu tacize son vermek de bu epik savaşın bir parçası.

Y detener ese abuso es solo parte de esta batalla épica.

Hiçbir zaman savaşın belirleyici savaş alanlarında kendini kanıtlama fırsatı bulamadı.

Nunca tuvo la oportunidad de demostrar su valía en los campos de batalla decisivos de la guerra.

1914'te olduğu gibi 1939'da dünya bir savaşın eşiğindeydi.

En 1939, como en 1914, el mundo estaba al borde de la guerra.

Kendini bir saldırıya atarak savaşın kontrolünü kaybetti ve Bernadotte'nin Kuzey Ordusu

Lanzándose al ataque, perdió el control de la batalla y fue brutalmente derrotado por el

Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaşın zirvesinde, Kozmonot

En el apogeo de la Guerra Fría entre los Estados Unidos y la Unión Soviética, el cosmonauta

Onlar diz çöktü ve savaşın yakında sona ermesi için dua etti.

Se arrodillaron y rezaron por que la guerra acabase pronto.

Bir süreliğine savaşın gidişatı belirsiz gözükse de bu Hannibal'ın bir diğer tuzağıydı.

Por un tiempo la lucha parecía indecisiva, pero esto era otra treta de Hannibal.

Savaşın sonunda, İsrail her şeyi kontrol etti Gazze dışında toprakları, hangi Mısır

Al finalizar la guerra, Israel controlaba todo el territorio, excepto Gaza,

Disiplinli ve iyi organize olmuş durumdalar, yavaşça savaşın çizgisini kaba kuvvetle çevirmek üzereler.

Disciplinados y organizados, ellos lentamente logran cambiar el rumbo por mera fuerza bruta.