Translation of "Mahrum" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Mahrum" in a sentence and their spanish translations:

Onlar beni özgürlüğümden mahrum ettiler.

Ellos me arrebataron mi libertad.

O, medeni haklarından mahrum edildi.

Él fue despojado de sus derechos civiles.

Suçlular sosyal haklardan mahrum edilirler.

Los criminales son despojados de sus derechos sociales.

Yeni yasa vatandaşları özgürlüklerinden mahrum etti.

La nueva ley ha despojado a los ciudadanos de su libertad.

Aksi durumda, en temel destekten mahrum kalırlar.

Si no, se quedan sin un apoyo fundamental.

Bir diş ağrısı beni uykumdan mahrum etti.

El dolor de dientes no me dejó dormir.

Ve kamu güvenliğinin temel değerlerinden mahrum bırakılmaması gereken

pero que no deberían estar exentos de los valores de los derechos humanos,

mahrum bıraktı ve bizim uzayın nadir kişiler, zenginler

han excluido a mucha gente de los beneficios del espacio

En kötü yalnızlık, samimi bir dosttan mahrum olmaktır.

La peor soledad es estar desprovisto de sincera amistad.

Ve işçi sınıfı kızlar sevdikleri işlerini yapmaktan mahrum bırakıldı;

Y las mujeres de la clase trabajadora han sido excluidas de trabajos que disfrutan,

Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.

La nueva ley priva a las minorías religiosas de su derecho a votar.

Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.

Nadie será privado arbitrariamente de su propiedad.

Bir trafik kazası onu sol elini kullanmaktan mahrum etti.

Un accidente automovilístico le privó del uso de su mano izquierda.

Kendimizi ve iş arkadaşlarımızı bir şeyler öğrenme fırsatından mahrum bırakıyor

nos quitamos a nosotros mismos y a nuestros colegas pequeños aprendizajes

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.

Toda persona tiene derecho a un nivel de vida adecuado que le asegure, así como a su familia, la salud y el bienestar, y en especial la alimentación, el vestido, la vivienda, la asistencia médica y los servicios sociales necesarios; tiene asimismo derecho a los seguros en caso de desempleo, enfermedad, invalidez, viudez, vejez u otros casos de pérdida de sus medios de subsistencia por circunstancias independientes de su voluntad.