Translation of "Konuşmuyorum" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Konuşmuyorum" in a sentence and their spanish translations:

Seninle konuşmuyorum.

No te hablo a vos.

Almanca konuşmuyorum.

No hablo alemán.

Arapça konuşmuyorum.

No hablo árabe.

İbranice konuşmuyorum.

No hablo hebreo.

Tom'la konuşmuyorum.

No estoy hablando con Tom.

İsveççe konuşmuyorum.

No hablo sueco.

İrlandaca konuşmuyorum.

No hablo irlandés.

Japonca konuşmuyorum.

- No hablo japonés.
- Yo no hablo japonés.

Esperanto konuşmuyorum.

No hablo esperanto.

Ben seninle konuşmuyorum.

- No estoy hablando con vos.
- No te estoy hablando a vos.

Ben Lojban konuşmuyorum.

No hablo lojban.

Ben Rusça konuşmuyorum.

No hablo ruso.

Fransızcayı iyi konuşmuyorum.

No hablo bien francés.

Üç dil konuşmuyorum.

- No hablo tres lenguajes.
- No hablo tres lenguas.
- No hablo tres idiomas.

Onun hakkında konuşmuyorum.

- No estoy hablando de él.
- No estoy hablando de ella.

Onlar hakkında konuşmuyorum.

No estoy hablando de ellos.

Ben Japonca konuşmuyorum.

Yo no hablo japonés.

Neredeyse hiç Fransızca konuşmuyorum.

Apenas hablo francés.

- İsveççe konuşmuyorum.
- İsveççe bilmiyorum.

No hablo sueco.

Ben onun dilini konuşmuyorum.

No hablo su idioma.

Seninle konuşmuyorum. Maymunla konuşuyorum.

No estoy hablando contigo, estoy hablando con el mono.

Sadece Tom hakkında konuşmuyorum.

No hablo solo de Tom.

Fransızcayı hâlâ çok iyi konuşmuyorum.

Todavía no hablo muy bien francés.

Bugünlerde neredeyse hiç Fransızca konuşmuyorum.

Casi nunca hablo francés hoy en día.

Gerçekten başka bir şey konuşmuyorum.

No digo nada más que la verdad.

- Benimle konuşma çünkü artık seninle konuşmuyorum.
- Benimle konuşmayın çünkü artık sizinle konuşmuyorum.

No me dirijas la palabra porque ya no te hablo más.

Üzgünüm, ben Esperantoyu çok iyi konuşmuyorum.

Lo siento, no hablo muy bien esperanto.

- Hiç Fransızca konuşmam.
- Hiç Fransızca konuşmuyorum.

No hablo nada de francés.

Ben o kadar iyi Fransızca konuşmuyorum.

No hablo tan bien francés.

- Hayır, İngilizce bilmiyorum.
- Hayır, İngilizce konuşmuyorum.

No, no puedo hablar inglés.

Gamalı haç, kukuleta ve meşalelerle dolaşanları konuşmuyorum.

los que usan esvásticas, capuchas y antorchas.

- Portekizce konuşmuyorum.
- Ben Portekizce bilmiyorum.
- Portekizce konuşmam.

Yo no hablo portugués.

çünkü şu anda, diğer beyaz insanlar hakkında konuşmuyorum

Porque, ahora, no estoy hablando sobre esa gente blanca,

Mario bana yalan söylediğinden beri artık onunla konuşmuyorum.

Desde que Mario me mintió, ya no me hablo con él.

- "Fransızca biliyor musun?" "Hayır."
- "Fransızca konuşuyor musun?" "Hayır, konuşmuyorum."

"¿Habla usted francés?" "No."