Translation of "Kenara" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Kenara" in a sentence and their spanish translations:

Kenara çekilin.

Hazte a un lado.

Kenara çekil!

- Hazte a un lado.
- Deja sitio.
- Mueve el culo.
- Deja pasar.

Bir kenara atardı

lo tiraría

Kenara çekil, lütfen.

- Quítese, por favor.
- Hazte a un lado, por favor.
- Hágase a un lado, por favor.

Kenara çekilir misin?

¿Quiere hacerse a un lado?

Kenara yakın gitme.

No vayas cerca del borde.

Bisikletini bir kenara koy.

Guarde su bicicleta.

Bu paketi kenara koyun.

Ponga este paquete aparte.

Kenara çekil. Yolu kapatıyorsun.

Retírese de ahí, está usted impidiendo el paso.

Adam onu bir kenara itti.

El hombre la empujó a un lado.

O, kitabı bir kenara bıraktı.

Él puso el libro a un lado.

Onun geçebilmesi için kenara çekildim.

Me hice a un lado para que pudiera pasar.

Bu korkuları bir kenara bırak.

Deseche usted esos temores.

Şimdi oyuncaları bir kenara koyun!

¡Guardad los juguetes ahora!

- Böyle önemli bir ayrıntıyı kenara koymayın.
- Bu kadar önemli bir ayrıntıyı kenara koyma.

No dejes de lado un detalle tan importante.

Ve ne zaman onu kenara kaldırmalıyım?

y cuándo necesito solo guardarla?

Lütfen bu sandalyeleri bir kenara koy.

Saca esas sillas por favor.

O, onun geçmesi için kenara çekildi.

Se hizo a un lado para que ella entrara.

Bunu benim için bir kenara koy.

- Apártame esto.
- Apárteme esto.

Bir kare dört eşit kenara sahiptir.

Un cuadrado tiene cuatro lados iguales.

22 milyon dolarlık yatı bir kenara bırakın

y no me volvieron a invitar ni a un botecito,

Kenara çekilmem için polis bana işaret etti.

El patrullero me hizo señas para que me detuviera.

Ve müdür yardımcılarından biri beni kenara çekip

y uno de los directivos asociados me dijo:

Aklını bir kenara koy ve alışverişe git.

Pon el cerebro en otra parte y anda a comprar.

Daha "tercih edilebilir" özellikler uğruna kenara atılmış hissettim:

Me sentí despreciada en favor de aquellos con rasgos más "favorables":

Orada burada bir kenara bırakılmış şeyleri toplamaya başladık.

Empezamos a sacar cosas en desuso de acá y de allá,

Onlar eski yaraları bir kenara koymaya karar verdiler.

Han decidido dejar a un lado viejas rencillas.

O her hafta bir kenara on dolar koyar.

- Él se deja diez dólares cada semana.
- Él ahorra 10 dólares cada semana.

Bir kamyonun geçmesine izin vermek için kenara çekti.

- Él se corrió para darle paso al camión.
- Se echó a un lado para dejar pasar a un camión.

Bill, gezisi için bir kenara yüz dolar koydu.

- Bill ahorró cien dólares para su viaje.
- Bill apartó cien dólares para su viaje.

Ken her hafta bir kenara biraz para koydu.

Ken ahorró algo de dinero cada semana.

Tom Mary'nin geçmesine izin vermek için kenara çekildi.

- Tom se separó a un lado para dejar pasar a Mary.
- Tom cedió el paso a Mary.

"Will, neden içkiyi bir kenara bırakıp olumlu bir şey

dijo, "Oye, Will, ¿Por qué no bajas la bebida

Zor günler için bir kenara para koysan iyi olur.

Mejor hubieras guardado tu dinero para los días lluviosos.

Dergileri, broşürleri ve benzeri şeyleri bir kenara koymanı istiyorum.

Quiero que apartes las revistas, los folletos y todo eso.

Önemli olana odaklanır ve konunun dışında olanı bir kenara koyarsınız.

y solo nos centramos en lo que importa, no en lo que consideramos irrelevante.

, ancak farklılıklarını bir kenara koydular. Birlikte, bir ateşkes imzalandığına ikna ederek

Juntos, engañaron a un comandante austríaco para que entregara un puente vital sobre el Danubio,

Tom kapıyı açtı ve ilk Mary'nin girmesi için bir adım kenara çekildi.

Tom abrió la puerta y a continuación se hizo a un lado para que Mari pudiera entrar primero.

Sachiko her zaman "Hasta olma ihtimaline karşın bir kenara biraz para koysan iyi olur" derdi.

Sachiko siempre dice: "Harías bien en reservar algo de dinero por si acaso enfermas."

Gerçek ya da kurgu sorusunu bir kenara bırakırsak, bence hepsi çok karakteristik ve tutarlı bir tavrı

Dejando a un lado la cuestión de los hechos o la ficción, todos expresan, creo, una actitud