Translation of "Ismini" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "Ismini" in a sentence and their spanish translations:

İsmini değiştirdi.

Él se cambió el nombre.

Onun ismini unuttum.

Olvidé su nombre.

Tom ismini değiştirdi.

- Tomás cambió de nombre.
- Tomás se cambió de nombre.

İsmini hecele, lütfen.

Por favor, deletree su nombre.

İsmini sık sık anardı.

Mentaba a menudo su nombre.

Oh, bana ismini söyle!

¡Oh, dime tu nombre!

Çocuk ismini ağaca kazıdı.

- El muchacho talló su nombre en el árbol.
- El chico grabó su nombre en el árbol.

Onun ismini bile bilmiyordum.

- Ni siquiera sabía cómo se llamaba.
- Ni siquiera me sabía su nombre.

Onun ismini hala hatırlıyorum.

Todavía recuerdo su nombre.

Ken onun ismini hatırlayamadı.

Ken no podía recordar su nombre.

Gel ve ismini yaz.

Ven y escribe tu nombre.

Onun ismini telaffuz etme.

No pronuncies su nombre.

- Adını değiştirdi.
- İsmini değiştirdi.

Él se cambió el nombre.

Artık onun ismini hatırlamıyorum.

Ya no me acuerdo de su nombre.

Ben onun ismini bilmiyorum.

No sé cómo se llama.

Herkes onun ismini bilir.

Todo el mundo sabe su nombre.

- Herkes kendi ismini yazmasını bilir.
- Herkes kendi ismini yazmasını biliyor.

Todo el mundo sabe cómo escribir su propio nombre.

- İsmini bilmiyorum ama sima olarak tanıyorum.
- İsmini bilmiyorum ama simaen tanıyorum.

No sé su nombre, pero la conozco de vista.

ismini paşa dönemini eski yaptılar

Hicieron antiguo el nombre del período Pasha

- Senin adını biliyorum.
- İsmini biliyorum.

- Yo sé tu nombre.
- Sé cuál es tu nombre.

Öğretmen tahtaya onun ismini yazdı.

- El maestro escribió su nombre en el pizarrón.
- El maestro escribió su nombre en la pizarra.

Benim için ismini heceler misin?

¿Me puede deletrear su nombre?

Herkes kendi ismini yazmasını biliyor.

Todo el mundo sabe cómo escribir su propio nombre.

Neden köpeğe Cookie ismini vermiyoruz?

¿Por qué no llamamos al perro Cookie?

Bu hareketin ismini bizzat gençler koydu.

Los mismos jóvenes la nombraron.

Yani aslında kutba ismini veren şey

Entonces, ¿qué le da realmente al polo su nombre?

Tek oğlum Tom'a dedemin ismini verdik.

Llamamos a nuestro único hijo Tom por mi abuelo.

- Onun adını unuttum.
- Onun ismini unuttum.

He olvidado su nombre.

- Senin adını biliyorlar.
- Senin ismini biliyorlar.

Saben cómo te llamas.

Neden unutmaya çalıştığım kızın ismini hatırlayamıyorum?

¿Por qué no logro acordarme del nombre de la chica que intento olvidar?

- Şu anda ismini hatırlayamıyorum.
- Şu anda onun ismini hatırlayamıyorum.
- Şu anda onun adını hatırlayamıyorum.

En este momento no me acuerdo de su nombre.

İsmini göz alıcı bir saldırganlık gösterisinden alıyor.

Obtiene su nombre de un gran despliegue de agresión.

- Ken onun ismini hatırlayamadı.
- Ken adını hatırlayamadı.

Ken no podía recordar su nombre.

Lütfen ismini bir kez daha söyler misin?

¿Puedes decirme una vez más tu nombre, por favor?

Tom ve Mary bebeklerine John ismini verdiler.

Tom y Mary llamaron a su bebé John.

- Senin ismini hatırlamıyorum.
- Ben senin adını hatırlamıyorum.

No recuerdo tu nombre.

Fakat yine buna geçmiş veya gelecek ismini veremeyiz

Pero, de nuevo, no podemos nombrarlo pasado o futuro.

- Herkes onun adını bilir.
- Herkes onun ismini bilir.

- Todo el mundo sabe su nombre.
- Todos conocen su nombre.

- İsmini Arapçada nasıl yazdın?
- İsminizi Arapçada nasıl yazdınız?

¿Cómo escribiste tu nombre en árabe?

- Onun adını biliyorum.
- İsmini biliyorum.
- Adı neydi, biliyorum.

- Conozco su nombre.
- Sé cómo se llama.

Mary onun ne ismini ne de telefon numarasını biliyordu.

Mary no sabía su nombre ni su número de teléfono.

Bu hangi şarkı? Daha önce duydum ama ismini hatırlayamıyorum.

¿Qué canción es esta? La he escuchado antes, pero no logro recordar su nombre.

Bu kasaba o kadar küçüktür ki herkesin ismini kolayca öğrenebilirsin.

Se puede saber el nombre de todo el mundo, de tan chiquita que es la ciudad.

- Mary bebeğe büyükannesinin adını verdi.
- Mary bebeğe anneannesinin ismini koydu.

Mary le puso a su bebé el nombre de su abuela.

- İlk defa onun ismini ağzına aldı.
- İlk defa onun adından bahsetti.

Él mencionó el nombre de ella por primera vez.

Tom geçen gün yeni bir restoranda yemek yedi ama o, restoranın ismini hatırlamıyor.

Tom comió en un restaurante nuevo el otro día, pero no recuerda el nombre del restaurante.