Translation of "Hayatım" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Hayatım" in a sentence and their spanish translations:

Hayatım kararıyor.

Mi vida se cae a pedazos.

Hayatım tehlikedeydi.

Mi vida estaba en peligro.

Hayatım sıkıcı.

Mi vida es aburrida.

Iki hayatım olsa

Si tuviera dos vidas,

Bu benim hayatım.

Es mi vida.

Hayatım onsuz boş.

Mi vida está vacía sin él.

Hayatım neredeyse bitti.

Mi vida está casi acabada.

Bir hayatım var.

Tengo una vida.

Hayatım bir çelişkidir.

Mi vida es una contradicción.

Hayatım için çalıştım.

Huí corriendo por mi vida.

Benim hayatım bitti!

¡Mi vida se ha acabado!

Benim hayatım burada.

- Mi vida está aquí.
- Mi vida es aquí.

Benim hayatım kendiliğinden düzelmedi.

Mi vida no mejoró por sí sola.

Hayatım küçük parçalar hâlinde.

mi mundo estaba hecho pedazos.

Hayatım boyunca inkâr ettiğim

Esos mismos límites que toda mi vida había estado negando

Harika bir hayatım var.

Tengo una vida muy buena.

Hayatım boyunca burada yaşadım.

He vivido aquí mi vida entera.

Hayatım boyunca sabırlı olageldim.

He sido paciente toda mi vida.

Bu benim hayatım mı?

¿Esta es mi vida?

Kendi hayatım, kendi kurallarım.

Mi vida, mis reglas.

Hayatım gerçek dışı görünüyor.

Mi vida parece de cuento.

Hayatım boyunca en sıkıcı geziydi.

Fue el viaje más aburrido de toda mi vida.

Ben hayatım boyunca burada yaşadım.

He vivido aquí toda mi vida.

Ben hayatım boyunca çok çalıştım.

Trabajé duro toda mi vida.

Onunla tanıştığımdan beri hayatım değişti.

Mi vida ha cambiado desde que le conocí.

Bunu tüm hayatım boyunca yapıyorum.

- He estado haciendo esto toda mi vida.
- Llevo toda la vida haciendo esto.

Bunu bütün hayatım boyunca yaptım.

Lo he hecho durante toda la vida.

- Hayatım boyunca burada yaşadım.
- Bütün hayatım boyunca burada yaşadım.
- Ömrüm burada geçti.

Llevo viviendo aquí toda la vida.

Hayatım boyunca bir süpermarkette çalışmak istemiyorum.

No quiero trabajar en un supermercado toda mi vida.

Bütün hayatım boyunca garson olmayı planlamam.

No planeo ser camarero toda mi vida.

Bütün hayatım boyunca sağlığım yerinde oldu.

He disfrutado de buena salud toda la vida.

Hayatım boyunca onu bir kez yenebildim.

- Por lo menos una vez en la vida, logré sacar lo mejor de él.
- Por una vez en la vida, he conseguido sacar lo mejor de él.

Seni bütün hayatım boyunca tanıyorum gibi geliyor.

Parece que te he conocido toda mi vida.

Senin aşkın olmadan hayatım çok kederli olurdu.

Mi vida sería muy triste sin tu amor.

Ben aynı hatayı bütün hayatım boyunca yapmaktayım.

He estado cometiendo el mismo error toda mi vida.

Sizin hayatım boyunca beklediğim kadın olduğunuzu düşünüyorum.

Creo que eres la mujer que he estado esperando toda mi vida.

Bu önemli soru hayatım boyunca işimin merkezi oldu.

Esta pregunta crucial ha estado en el centro del trabajo de mi vida

- Benim hayatım, benim kurallarım.
- Benim yaşamım, benim kurallarım.

Mi vida, mis normas.

Tüm hayatım boyunca senin gibi biriyle tanışmak istedim.

Toda mi vida he querido conocer a alguien como tú.

- Hayatım tehlikede mi diyorsun?
- Hayatımın tehlikede olduğunu mu söylüyorsun?

- ¿Me estás diciendo que mi vida está en peligro?
- ¿Dices que mi vida está en peligro?
- ¿Estás diciendo que mi vida corre peligro?
- ¿Estás diciendo que mi vida está en peligro?
- ¿Estás diciendo que estoy en peligro?

Gerçek kimliğini bulduğumda, hayatım bir anlam ifade etmeye başladı.

Cuando encontré mi verdadera identidad, mi vida empezó a tener sentido.

Ve bir anda hayatım iki yıl içinde ikinci kez değişti.

y en un instante mi vida cambió por segunda vez en dos años.

Dünya duyabilen insanlar için yaratıldı ama hayatım boyunca işitme engelli

El mundo fue creado para las personas oyentes,

Örnekle anlatırsak sanırım daha iyi anlayacağız. Benim hayatım boyunca şimdiler var.

Si lo explicamos con un ejemplo, creo que lo entenderemos mejor. Hay ahora en mi vida.

"Yani hayatım..." dedi Dima, "Bu çantada zaten 3 milyon Belarus Rublesi var."

- Quiero decir... Mi vida -dijo Dima- Bueno, hay 3.000.000 BYR en esta maleta.

Ben hayatım boyunca pek çok evde yaşadım ve pek çok yatakta uyudum.

He vivido en muchas casas y dormido en muchas camas a lo largo de mi vida.

Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.

Durante mi vida, he tenido la gran felicidad de viajar mucho por el mundo y trabajar en muy diversas naciones.

- Yaşadığım sürece onu bir daha görmeyeceğim.
- Yaşadığım sürece onu tekrar hiç görmeyeceğim.
- Hayatım boyunca onunla bir daha görüşmeyeceğim.

No lo volveré a ver mientras viva.