Translation of "Gerektiği" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Gerektiği" in a sentence and their spanish translations:

Ne yapılması gerektiği açık.

Está claro qué hay que hacer.

Ceza mahkemesine geçmem gerektiği söylendi.

me informaron que me trasladaban a la corte criminal,

Dakik olman gerektiği çok önemlidir.

Es importante que sea puntual.

Oraya gitmem gerektiği için gittim.

Fui allí por necesidad.

Yapmam gerektiği kadar egzersiz yapmıyorum.

No hago tanto ejercicio como debería.

Kalan yüzde 88 ile çalışmanız gerektiği.

es que debe unir fuerzas con el otro 88 %.

Ne yapılması gerektiği hakkındaki fikirlerini değiştiriyorlar.

cambiará de opinión.

Ve adil bir toplum olması gerektiği.

y contribuir al desarrollo nacional.

Hepimiz erken gitmemiz gerektiği konusunda anlaştık.

Todos concordamos que debemos partir temprano.

[bu akorlar üzerine] doğaçlaması gerektiği vakit?

Cuando tuvo que improvisar sobre estos?

Toplantıya gitmem gerektiği konusunda onunla anlaştı.

Ella estuvo de acuerdo con él en que yo tenía que ir a la reunión.

Bir problemi olduktan sonra uyumanız gerektiği söylenir

sino que lo consultes con la almohada.

Gerçek bir mega şehirde olması gerektiği gibi,

incluye clínicas, hospitales,

Onun bizimle gitmesi gerektiği konusunda ısrar ediyorum.

Insisto en que él debería ir con nosotros.

Şimdi gitmemiz gerektiği konusunda aynı fikirde misin?

¿Estás de acuerdo en que ahora deberíamos irnos?

Sağlıklı insanların da maske kullanıp kullanmamaları gerektiği.

¿deberían las personas sanas usarla también?

Ne yapmam gerektiği hakkında hiçbir fikrim tok.

No tengo ni idea de lo que debo hacer.

Bence değerli olan şeye odaklanmamız gerektiği fikri,

La idea de que nos debemos enfocar en lo que tiene valor

Neden Tom'u onu yapması gerektiği konusunda bilgilendirmedin?

¿Por qué no le informaste a Tom que había que hacerlo?

Öncelikle, masada bazı malzemelerin gerektiği, aptalca olan numara.

Pero, primero, el truco ridículo requiere de algunos objetos que hay en esa mesa.

Fakat bir bilim insanı işini gerektiği gibi yapıyorsa

Pero para un científico que realiza su trabajo correctamente,

Çocuğumu nasıl yetiştirmem gerektiği konusunda kendime güvenimi artırdı.

Eso me ayudó a tener más seguridad en cómo educar a mis propios hijos,

Ve neden bu kadar ciddiye almamız gerektiği için.

y por que lo tenemos que tomar como algo muy serio.

Onun tekrar denemesi gerektiği konusunda onu ikna ettim.

Lo persuadí de que debía intentarlo de nuevo.

Ne zaman burada olman gerektiği sana söylendi mi?

¿Te dijeron cuándo se espera que te presentes?

Neden onu yapman gerektiği konusunda sana birkaç başka neden vereyim.

Déjame darte varias otras razones por las que deberías hacer eso.

Tom ve Mary para ile ne yapmaları gerektiği hakkında konuştular.

Tom y María hablaron sobre lo que deberían hacer con el dinero.

Tom ve Mary'nin niçin evlenmemeleri gerektiği hakkında herhangi bir sebep düşünebiliyor musun?

¿Pueden pensar en algún motivo por el que Tom y Mary no debieran casarse?

Köpek yerine neden inek yemem gerektiği hakkında bana iyi bir gerekçe verin.

Dame un buen motivo por qué debería comer vacas más que perros.