Translation of "Gök" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Gök" in a sentence and their spanish translations:

Gök kırmızıydı.

El cielo estaba rojo.

Gök gürültüsü yükseldi.

El trueno se hizo más fuerte.

Sanki gök delindi.

- Llueve a cántaros.
- Llueve como vaca que orina.

- Hayvanlar gök gürültüsü tarafından korkutuldular.
- Hayvanlar gök gürültüsünden korktular.

Los animales se asustaron al oír el trueno.

Bir grup gök bilimci,

Un par de astrónomos,

Ruh gök yüzüne yükselirken

mientras el alma se eleva hacia el cielo

Astronomi gök cisimlerinin bilimidir.

La astronomía es la ciencia de los cuerpos celestes.

- Gök mavidir.
- Gökyüzü mavidir.

El cielo es azul.

O, gök gürültüsünden korkar.

A ella le dan miedo los truenos.

Uzakta gök gürlediğini duydum.

- Lo escuché tronar en la distancia.
- Escuché truenos en la lejanía.

Mavi gök, denize yansıyor.

El cielo azul se refleja en el mar.

Gök gürültüsü çocukları korkuttu.

El trueno asustó a los niños.

Gök bugün mavi, bulutsuz.

- El cielo está despejado hoy, sin nubes.
- Hoy el cielo está azul y despejado.

Gök gürültüsü öğrencileri korkuttu.

El trueno asustó a los estudiantes.

Gök cisimlerinde amino asitler bulundu,

los aminoácidos se han encontrado en los cometas,

Uzayda sayısız gök cisimleri var.

Hay un número incalculable de cuerpos celestes en el espacio.

Yıldırımdan sonra, gök gürültüsü geldi.

Después del rayo, vino el trueno.

Şimşek gök gürültüsünden önce gelir.

El rayo precede al trueno.

Bir gök gürültüsü beni afallattı.

Un trueno me tomó por sorpresa.

Bölgede yapılan araştırmalarda gök taşına rastlanmamıştı

En las investigaciones realizadas en la región, no se encontraron meteoros.

Bu sabah gök gürültüsü ile uyandım.

Me despertó el sonido del trueno esta mañana.

çünkü bir sürü gök taşı da vardı

porque había tantas piedras del cielo

Gök gürültüsü bir fırtınanın yakın olduğunu gösteriyor.

Los truenos indican que la tormenta se acerca.

Dünyayı yok edebilecek kadar büyüklükte bir gök taşı

una piedra del cielo lo suficientemente grande como para destruir el mundo

Gök taşıyla ilgili herhangi bir unsura rastlanmadı bile

No se han encontrado elementos relacionados con el cielo.

Nüzhet Gökdoğan o bir gök bilimci ilk kadın akademisyen

Nüzhet Gökdoğan es una astrónoma primera académica femenina

Cisme veya gök cismine veya bir gezegene baktın mı?

¿Has mirado un objeto o cuerpo celeste o un planeta?

Tom gök bilimi ve yıldız bilimi arasındaki farkı bilmiyor.

Tom no sabe la diferencia entre astronomía y astrología.

- Ben bir astronomum.
- Ben bir gökbilimciyim.
- Ben bir gök bilimciyim.

Soy astrónomo.

Gök gürültüsü bilimsel olarak açıklanmıştır, ve insanlar onun tanrıların insanlara kızgın olduğunun bir işareti olduğuna artık inanmıyorlar, bu yüzden gök gürültüsü de biraz daha az korkutucudur.

El trueno ha sido explicado científicamente y la gente ya no cree que es un signo de la cólera de los dioses contra ellos, así el trueno también es menos temible.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

- Está lloviendo a cántaros.
- Llueve a cántaros.
- Llueve un chingo.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Sert yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

Llueve mucho.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Sağanak şeklinde yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

- Está lloviendo a cántaros.
- Llueve a cántaros.
- Llueve a mares.