Translation of "Ruh" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Ruh" in a sentence and their spanish translations:

Ruh ölümsüzdür.

El alma es inmortal.

- Biz ruh ikiziyiz.
- Biz ruh ikizleriyiz.

Somos almas gemelas.

Biz ruh arkadaşıyız.

Somos amigos del alma.

Ruh, orada mısın?

Espíritu, ¿estás ahí?

Ruh vücudun hapishanesidir.

El alma es la prisión del cuerpo.

ruh gök yüzüne yükselirken

mientras el alma se eleva hacia el cielo

Kötü ruh evden kovuldu.

El espíritu maligno fue espantado de la casa.

Sen ruh halini bozuyorsun.

Arruinas la atmósfera.

Senin ruh hayvanın nedir?

¿Cuál es tu animal espiritual?

Müzik ruh için harikadır.

La música es maravillosa para el alma.

Ruh sağlıklarını, fiziksel sağlıklarını geliştiriyorlar,

están mejorando su salud mental, están mejorando su salud física,

Büyük Ruh Gandhi'yi hatırlatırım" şeklinde

"Cuando veo a una persona delgada,

Şamanizme göre ölü bedenden ruh

Según el chamanismo, el alma del cuerpo muerto

Lanet olası bir ruh yoktu.

- No había una sola condenada alma.
- No había ni dios.
- No había ni un alma.

Annemin kötü ruh hali geçicidir.

El mal humor de mi madre es fugaz.

Sen ve ben ruh ikiziyiz.

Tú y yo somos almas gemelas.

Bugün kötü ruh hali içindeyim.

Hoy estoy de mal humor.

Tom bugün bozuk ruh halinde.

- Tom está de mal humor hoy día.
- Hoy día Tom está de mal humor.
- Hoy Tom está de mal humor.

İnsan ruh ve bedenden oluşur.

El hombre consiste en alma y cuerpo.

Kötü bir ruh hali içindeyim.

Estoy rayado.

Yanıtı onun ruh haline bağlıdır.

Su respuesta depende de su humor.

- Kötü bir ruh halindeyim.
- Benim moralim bozuk.
- Kötü bir ruh hali içindeyim.

- Estoy de mal humor.
- Estoy rayado.

Bir noktada ruh parçalayan gerçek ise;

la realidad devastadora,

Ruh sağlığı, vücut sağlığı kadar önemlidir.

La salud mental es tan importante como la salud física.

O iyi bir ruh hali içerisindeydi.

Él estaba de buen humor.

O kötü bir ruh hali içinde.

Ella está de mal humor.

O berbat bir ruh hâli içinde.

Ella está de pésimo humor.

O, kötü bir ruh hali içindeydi.

- Ella estaba de mal humor.
- Estaba de mal humor.

O, kızgın bir ruh hali içinde.

Él está de mal humor.

Hem beden hem de ruh beslenir.

Tanto el cuerpo como el espíritu se nutren.

Ruh gitti ama onun çalışması kalır.

El alma se ha ido, pero su obra permanece.

O bugün iyi bir ruh halinde.

Él está de buen humor hoy.

Tom haylaz bir ruh hali içinde.

Tom está de mal humor.

Tom'un kötü bir ruh hali var.

Tom tiene mal carácter.

Bu durumda ise zaman yolculuğuna sadece ruh çıkar diyebiliriz yani beden kalır ve ruh gider

En este caso, podemos decir que solo el alma sale al viaje en el tiempo, es decir, el cuerpo permanece y el alma se va.

O, nadiren iyi bir ruh hali içindedir.

Él casi nunca está de buen humor.

O çok iyi bir ruh hali içinde.

- Ella tiene buen humor.
- Está de buen humor.

Gördüğünüz gibi, madde kaybolur, sadece ruh kalır.

La materia, como ves, desaparece, solo el espíritu permanece.

Tom hâlâ kötü bir ruh hali içinde.

Tom todavía está de mal humor.

O, şakacı bir ruh hali içinde görünüyordu.

Ella sonaba de un humor jocoso.

Arkadaş nedir? İki bedende yaşayan bir ruh.

¿Qué es un amigo? Un alma que vive en dos cuerpos.

İyi bir ruh hali içinde olduğunu görebiliyorum.

Ya veo que estás de buen humor.

Bu müzik benim şimdiki ruh halime uyar.

Esta música se acomoda a mi humor en este momento.

Tom bugün kötü bir ruh hali içinde.

- Tom está de mal humor hoy día.
- Hoy Tom está de mal humor.
- Hoy Tomás tiene mal humor.

Dinlenmek gibi daha yoğun bir ruh hali içindeyken

Cuando tienes un estado mental dominante, como la relajación,

Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.

A veces, si estaba juguetona, no podías dejarla mucho tiempo

Oyuncular maçtan sonra çok iyi bir ruh halindeydiler.

Los jugadores estaban de muy buen ánimo después del partido.

O, şimdi oldukça kötü bir ruh hali içinde.

Ella está de muy mal humor ahora.

O kötü bir ruh tarafından ele geçirilmiş gibi.

Ella parece poseída por un espíritu maligno.

Tom bu sabah kötü bir ruh hali içinde.

Tom está de mal humor esta mañana.

Görünüşe göre o şimdi kötü bir ruh hali içinde.

Por la cara que lleva, ahora está de mal humor.

Tom, bilgisayarının kötü bir ruh tarafından ele geçirildiğini düşünüyor.

Tom piensa que su computador está poseído por un espíritu maligno.

Babam bir ruh ve sinir hastalıkları hastanesine teslim edildi.

Mi padre estuvo internado en un manicomio.

- Bugün keyfim yerinde.
- Bugün iyi bir ruh hali içindeyim.

Hoy estoy de buen humor.

Bu akşam neden böyle kötü bir ruh hali içindesin?

¿Por qué estás de tan mal humor esta tarde?

Bu sabah kötü bir ruh hali içindesin gibi görünüyorsun.

Parece que estás de mal humor esta mañana.

Onun ifadesine bakılırsa, o kötü bir ruh hali içinde.

A juzgar por su expresión, él está de mal humor.

Olacağını düşündüğün şeye uygun davranmaya ve o ruh haline girip

comienzan a actuar y a sentir de forma que les ayude a prepararse

Pencere yazılımının o anki ruh hâlinizle etkileşimi bunu etkiliyor mu?

¿Depende de cómo el software de la ventana interactúa con nuestro estado de ánimo?

Ve eğer olabildiğimiz kadar iyiysek ve çeşitli ruh hâllerimiz varsa,

Y si somos tan buenos como sea posible, y tenemos variedad de estados de ánimo,

Vücut ve ruh ikizdir: Sadece Tanrı hangisinin hangisi olduğunu bilir.

El cuerpo y el espíritu son gemelos: sólo Dios sabe cuál es cuál.

Tom her zaman kötü bir ruh hali içinde gibi görünüyor.

- Tom parece estar siempre de mal humor.
- Tom da siempre la impresión de estar malhumorado.

- O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.
- O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.

Puede que ella rechace hablar contigo porque está de muy mal humor.

- Bugün Tom'un keyfi yerinde.
- Tom bugün iyi bir ruh hali içinde.

Hoy Tom está de buen humor.

Ne Tom, ne de Mary konuşkan bir ruh hali içinde değildi.

Ni Tom ni Mary estaban de humor para hablar.

Tom bu sabah Mary'nin neden kötü bir ruh hali içinde olduğunu bilmiyor.

Tom no sabe por qué Mary estaba de mal humor esta mañana.

Annem kötü havadan dolayı golf oynayamadığı için kötü bir ruh hali içindeydi.

Mamá estaba de mal humor porque no pudo jugar al golf a causa del mal tiempo.

- Tom yorgun ve kötü bir ruh hali içindeydi.
- Tom yorgundu ve kötü bir moddaydı.

Tom estaba cansado y de mal humor.

Gün o kadar yorucu geçmişti ki be sebepten ötürü işten çıktığında olduça kötü bir ruh halindeydi.

El día fue tan cansador que él salió del trabajo malhumorado.

Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.

Cuando una felicidad te abandona, otra te reanima. Acabo de pasar un examen para un trabajo.

Gerçekleşen bir hayata öncülük etmek gerçekten basit bir soruya geliyor: Geceleri ışıkları kapattığınızda ve kafanız yastık üzerindeyken, ne duyuyorsunuz? Ruh şarkın mı, Şeytan mı gülüyor?

Llevar una vida satisfactoria se reduce a una sola cuestión: Cuando apagas las luces a la noche y apoyas tu cabeza en la almohada: ¿Qué es lo que escuchas? ¿Tu alma cantando o Satanás riendo?

"Sorun ne?" diye sordu Ruh. "Hiçbir şey," dedi Scrooge. "Hiçbir şey. Dün gece kapımda noel şarkısı söyleyen bir çocuk vardı. Ona bir şey vermek istedim: Hepsi bu."

"¿Qué pasa?" preguntó el Espíritu. "Nada", dijo Scrooge. "No hay nada. Yo vi a un niño cantando una canción de Navidad la noche anterior a mi puerta. Y yo debería haberle dado algo: Eso es todo."