Translation of "Altından" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Altından" in a sentence and their spanish translations:

Altından tut.

Agarra de abajo.

Her şey altından

Todo es dorado

Bu gökyüzü altından

Bajo este cielo

Çitin altından süründüm.

Me arrastré por debajo de la valla.

Pramit'in altından nehir geçiyor

Río pasa bajo el pramit

Sağlık altından daha değerlidir.

La salud vale más que el oro.

Su köprünün altından akar.

El agua fluye bajo el puente.

Demir altından daha faydalıdır.

El hierro es más útil que el oro.

Demir altından daha serttir.

El hierro es más duro que el oro.

Kraliçe'nin tacı altından yapılmıştır.

La corona de la Reina era de oro.

Masanın altından dışarı çık!

¡Sal de debajo de la mesa!

Gemi köprünün altından geçti.

El barco pasó bajo el puente.

Tekne köprünün altından geçti.

El barco pasó bajo el puente.

Bu kupa altından yapılmıştır.

La taza está hecha de oro.

O, arabanın altından çıktı.

Salió de debajo del coche.

Tüneller dağların altından kilometrelerce uzanıyor.

Y se adentraron kilómetros bajo las montañas.

Masanın altından bir kedi çıktı.

Apareció un gato de abajo del escritorio.

Arabanın altından bir kedi çıktı.

Un gato salió de abajo del auto.

Sahip olduğum saat altından yapılmıştır.

El reloj que tengo está hecho de oro.

Tom çitin altından sürünerek geçti.

- Tom gateó por debajo de la cerca.
- Tom atravesó a rastras por debajo de la valla.

Demir altından çok daha faydalıdır.

El hierro es mucho más útil que el oro.

Mary'nin alyansı saf altından yapılmıştır.

El anillo de bodas de María es de oro puro.

Bu gökyüzü altında her şey altından

Todo es dorado bajo este cielo

Özgürlük gümüş ve altından daha değerlidir.

La libertad vale más que el oro y la plata.

O yüzük gerçek altından mı yapılmıştır?

¿Ese anillo está hecho de oro auténtico?

Sezar, Kleopatra'nın altından bir heykelini dikti.

Cesar erigió una estatua dorada de Cleopatra.

Saatin akrep ve yelkovanı altından yapılmış.

Las agujas del reloj son de oro.

Tom altından yapılmış bir kol saati takıyor.

Tom usa un reloj de pulsera de oro.

Ince sıvalar kazındığında altından muhteşem eserler ortaya çıktı

Cuando se rasparon finos yesos, aparecieron magníficos artefactos de oro.

- Biz başardık.
- Biz üstesinden geldik.
- Biz altından kalktık.

Lo conseguimos hacer.

Parmaklarınızla kaldırırken altından hızlıca bir şey çıkması ihtimaline karşın dikkatli olun.

Deben tener cuidado al levantar esto con los dedos en caso de que algo salga de abajo.