Translation of "Model" in English

The Model S, the Model X and the newcomer, the Model 3.

the Model S, the Model X and the newcomer, the Model 3.

model oluşturduğunu söyleyebiliriz.

South American left wing.

O bir model.

He's a model.

Bir model olmalı.

There should be a pattern.

Son model nedir?

What's the latest?

Mary bir model.

Mary is a model.

Tom bir model.

Tom is a model.

Yukarıdan aşağıya bir model.

a top-down model controlled by the corporation.

Bir model inşa ettik,

And so we built a model,

Mary model olarak çalışıyor.

Mary is working as a model.

Bu demode bir model.

That's an obsolete model.

Bu yeni bir model.

This is a new model.

O bir süper model.

She's a supermodel.

Tom bir erkek model.

Tom is a male model.

Bir model var mı?

Is there a pattern?

Mary eski bir model.

Mary is a former model.

Tom model trenlere takıntılı.

Tom is obsessed with model trains.

Tom model demiryolu meraklısı.

Tom is a model railroad hobbyist.

Model uçak yapmak ilginçtir.

Making a model plane is interesting.

Jack'in arabası son model.

Jack's car is a recent model.

Burada bir model var.

There's a pattern here.

Mary bir model olabilirdi.

Mary could be a model.

Sen bir model misin?

Are you a model?

Bu araba son model.

This car is the latest model.

Onun arabası son model.

His car is the latest model.

Hâlâ bir model misin?

Are you still a model?

Tom model trenleri sever.

Tom likes model trains.

- Yeni model zaten satışta mı?
- Yeni model zaten piyasada mı?

Is the new model already on sale?

Ve az sayıda model size

and a small number of patterns give you access

model haline getiren bir şey.

Uruguay a model for other countries.

Bu yeni model arabalar piyasada.

Those new model cars are on the market.

Mühendis yeni bir model düşündü.

The engineer thought of a new model.

Başbelaları nadiren model vatandaşlar olurlar.

Troublemakers rarely become model citizens.

Onun motosikleti en son model.

His motorcycle is the latest model.

Çok sayıda model arabalarım var.

I have many model cars.

Bu daha eski bir model.

It's an older model.

Benim hobim model uçak yapmaktır.

My hobby is making model planes.

Model uzay gemileri yapmak ilginçtir.

Making model spaceships is interesting.

Şarj cihazının model numarasını ezberledim.

I've memorized the model number of the charger.

Sana bir model uçak yapacağım.

- I'll make a model plane for you.
- I'll make you a model plane.

Bu model satmak için zordur.

This model is difficult to sell.

Tom kötü bir rol model.

Tom is a bad role model.

Bu, piyasada en gelişmiş model.

It's the most sophisticated model on the market.

Onların yaptığı model uçak kırılgandı.

The model plane they built was fragile.

Tom bir model fark etti.

Tom noticed a pattern.

Dan model arabalar yapmayı sever.

Dan likes to make model cars.

O model, kültürel farklılıkları silemez.

That model cannot erase cultural differences.

Tom bir model gördüğünü düşündü.

- Tom thought he saw a pattern.
- Tom thought that he saw a pattern.

Ben bir model uçak yaptım.

I made a model plane.

O, model uçak yapmayı seviyor.

He likes to build model planes.

Çocuk model tankını tahrip etti.

The child blew up his model tank.

Ben bir model fak ettim.

I noticed a pattern.

Burada bir model görüyor musunuz?

Do you see a pattern here?

Tom model bir öğrenci değildi.

Tom wasn't a model student.

Model uçaklar yapmak hoşuma gidiyor.

I like making model airplanes.

Doğum gününde model tren istiyor.

He wants a model train for his birthday.

- Bu yeni model satışa çıkmış mı?
- Bu yeni model piyasaya çıkmış mı?

Is this new model available on the market?

Bu yeni model daha kendi kitabına

And although this new economics does not yet have its own textbook

Eski ekonomik model tabii ki doğru;

Now, the old economics is correct, of course,

Yeni model kasım ayında piyasada olacak.

The new model will be on the market in November.

Yeni model 12.000 dolar fiyatlı olacak.

The new model will be priced at $12,000.

Senin için bir model uçak yapacağım.

I'll make a model plane for you.

Model uçaklar yapmak onun tek hobisidir.

Making model planes is his only hobby.

Biz henüz yeni bir model aldık.

We have just received a new model.

En son model bir bisikletim var.

I have a bicycle of the latest model.

Ben bir rol model olmak istiyorum.

I want to be a role model.

Firar arabası son model beyaz sedandı.

The getaway car was late model white sedan.

Büyüyünce Lego model tasarımcısı olmak istiyor.

He wants to be a Lego model designer when he grows up.

Bu eski model bir araba mı?

Is this a vintage car?

Bu, kaybettiğim kamera ile aynı model.

This is same type of camera as the one I lost.

Bu kol saati yeni bir model.

This watch is a new type.

Shizuoka'da birçok plastik model üreticisi vardır.

There are many plastic model manufacturers in Shizuoka.

Ben bir oyuncuyum, bir model değil.

I'm an actress, not a model.

Tom bir model uçak koleksiyonuna sahip.

Tom has a model aircraft collection.

2005 yılında yine bir model ile evleniyor

Marrying a model again in 2005

Dubai açıkçası, izlemek için iyi bir model.

Dubai is, quite simply, a great model.

Bir model çekici bir vücuda sahip olmalıdır.

A model must have an attractive body.

Mike sabahtan beri bir model uçak yapıyor.

Mike has been making a model plane since breakfast.

O, oğlu için bir model uçak yaptı.

He made a model airplane for his son.

Koleksiyonumda yalnızca bir tane eksik model var.

There's only one model missing in my collection.

Başkaları için bir rol model olmak güzel.

It's nice to be a role model for others.

Babam Noel için bana model uçak aldı.

My dad bought a model plane for me for Christmas.

Babam bana bir model uçak satın aldı.

Father bought me a model plane.

Mühendis yeni model hakkında her ayrıntıyı biliyordu.

The engineer knew every minute detail about the new model.

Ekkehard, noel için bir model tren istiyor.

Ekkehard wants a model train for Christmas.

Tom Noel için bir model tren istiyor.

Tom wants a model train for Christmas.

Ağırlıklı olarak enflasyona bel bağlayan bir ekonomik model.

A growth model that relied, heavily on… inflation.

Bir top model olmak ve dünyayı gezmek istiyorum.

I would like to become a top model and travel all over the world.

Bir model olmasına rağmen, o oldukça çirkin görünüyor.

Despite being a model, she looks rather ugly.

- Mary örnek bir öğrencidir.
- Mary model bir öğrencidir.

Mary is a model student.

- Leyla model bir anneydi.
- Leyla örnek bir anneydi.

Layla was a model mother.

- Tom bir model yapımcısıdır.
- Tom bir maket yapımcısıdır.

Tom is a model maker.

Öyle bir model ki... milyarlarca insanı bir kenarda bırakıp

A model that excludes billions of people