Translation of "üstün" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "üstün" in a sentence and their spanish translations:

Olan komşularından üstün kılıyor.

esos vecinos que todavía son cazadores-recolectores.

Politik etkinlikleri daha üstün.

tienen mayor eficacia política.

Gerçeklerden üstün gelmeye başlar.

comienza a anular los hechos.

Senin üstün olduğumu unutma.

Recuerda que soy tu superior.

Hukukun üstün gücüne inanıyordu.

Él creía en el poder supremo de la ley.

Ayrıca üstün düzeyde ortak çalışabiliyoruz.

Y también resultamos ser cooperadores supremos.

Doğuştan daha üstün olduğuna dair görüşler

superiores a quienes están fuera del grupo,

Diğerlerinden üstün olan 72 hayvanı bulduk.

Hallamos a 72 que sobresalen del resto.

Gecenin en üstün avcılarından birine aittirler.

de uno de los depredadores supremos de la noche.

Ve ırkçılık da Amerika'dan daha üstün.

y el racismo es más que EE. UU.

Artık şunun farkındayım; çeşitlilik, ırktan daha üstün

Estoy consciente de que la diversidad es más que la raza

Ama ona karşı olan hislerim üstün geldi.

Pero mis sentimientos por ella me abrumaban demasiado.

Ama doğuştan daha üstün oldukları düşüncesinden dolayı değil.

pero no por la idea de que fueran innatamente superiores.

- Hiç kimse hukukun üstünde değil.
- Kimse yasalardan üstün değildir.

Nadie está por encima de la ley.

- Sen harika çocuk musun?
- Sen üstün zekalı bir çocuk musun?

¿Eres un niño prodigio?

Yine de bu iki avantajın hiçbiri bizim üstün öğrenme yeteneğimizi geçemez.

Pero ninguna de las dos ventajas pesa más que nuestra capacidad superior de aprender.

Zamanla, Numidyalılar düşmana üstün gelmeyi başarıp, Roma süvarisine karşı ilerleme kaydediyor.

Eventualmente, los numidianos logran sobrepasar y avanzar contra la caballería romana.

Üstün görüş ve manevra kabiliyeti... ...şahin ve doğanlara gündüz avantaj sağlıyor.

El día les da ventaja: los halcones tienen maniobrabilidad y una visión superior.

Bu tekne üstün kaliteli alüminyum ve yüksek güçlü demir ile yapılır.

Esta barca está hecha con aluminio de alta calidad y acero de alta resistencia.

Kendi ortamında avlanmayı ve üstün olmayı çok iyi biliyor. Ne isterse yapar kısacası.

Sabe exactamente cómo cazar y cómo ser dominante en ese ambiente. En realidad puede hacer lo que quiera.