Translation of "çevre" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "çevre" in a sentence and their spanish translations:

çevre kontrollü tarım yöntemi.

es la agricultura en ambiente controlado.

Çevre son derece acımasızdı,

El entorno era extremadamente áspero,

Bu,çevre için kötü.

- Esto es malo para el medio ambiente.
- Esto perjudica al medio ambiente.

Çevre sorunlarına dikkat etmeliyiz.

Debemos prestar atención a los problemas medioambientales.

Büyüdüğün çevre senin karakterini belirler

el entorno en el que creciste determina tu carácter

Önce çevre mevzusundan başlayalım isterseniz

Comencemos con el tema ambiental primero

Tom çevre yolundan gitmek zorundaydı.

Tom tuvo que hacer un desvío.

- Ormanların dikimi çevre için iyidir.
- Ormanların dikilmesi çevreye yarar sağlar.
- Ağaç dikilmesi çevre için iyidir.
- Ağaç dikilmesi çevre için yararlıdır.

Plantar bosques es bueno para el entorno.

Çevre ile ilgili işlere yatırım yapıyorlar

Están invirtiendo en empleos verdes

Çevre şartları ortam şartları vesaire yani

Condiciones ambientales, condiciones ambientales, etc.

Steve Jobs'da kendine bir çevre belirledi

Steve Jobs se ha marcado un círculo

Tom Çevre Koruma Ajansı için çalışıyor.

Tom trabaja para la Agencia de Protección Ambiental.

Çevre kirlenmesi anormal hava koşullarına neden oluyor.

La contaminación ambiental está causando condiciones climáticas anormales.

Onların çevre üzerinde herhangi bir etkisi yok.

No tienen ningún impacto sobre el ambiente.

Mars'ın doğal çevre koşullarını incelemek için bir şans.

una competencia para diseñar una habitación en Marte.

Çevre kirliliği ile nasıl uğraşacağın ciddi bir konudur.

Cómo controlar la contaminación ambiental es un problema serio.

İnsanoğlu çevreye dikkat etmezse çevre insanoğlunu yok edebilir.

Si la humanidad no cuida el medio ambiente, el medio ambiente podría eliminar a la humanidad.

çünkü çevre git gide artarak daha kötü hale geldi.

porque el ambiente era cada vez más tóxico.

Bunun öldüren mantarlardan olmadığını, içinde bulunduğu çevre sayesinde biliyorum.

Sé que este no es de los mortales por el lugar en que lo hallé.

Bağışıklık sistemi hücre ve proteinlerden küçük bir çevre oluşturacak

el sistema inmune crea un pequeño entorno de células y proteínas

çevre sistemindeki su tesisatı sorunları ve uzay aracını dolduran

en el sistema ambiental y cortocircuitos en las 20 millas de cableado eléctrico que

Çevre kriziyle ilgili bu belgesel gerçek bir göz açıcıydı.

Ese documental acerca de la crisis medioambiental me hizo abrir los ojos.

Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.

Es evidente que el comportamiento humano es más peligroso para el medio ambiente que la radiación.

Insanların paraya nasıl taptığı paranın sana nasıl bir sahte çevre oluşturduğu

cómo la gente adora al dinero cómo el dinero crea un ambiente falso para ti

Brezilya'daki Belo Monte barajı çevre ve yerli halk üzerindeki etkisinden dolayı tartışmalı bir projedir.

La represa Belo Monte en Brasil, es un proyecto controvertido, debido al impacto sobre el medio ambiente y la población nativa.

Bay Peter Blake çevre değişikliğini gözlemek için bir görevdeyken 2001 yılında Amazon nehrinde korsanlar tarafından feci şekilde öldürüldü.

El señor Peter Blake fue trágicamente asesinado por piratas en el río Amazonas en el 2001 cuando estaba en una misión para monitorear los cambios del medio ambiente.